Küresel ısınmanın sonucu olarak 13 aydır üstün dereceli kıran ısı serisi nihayet sonlanmış oldu.
Haziran 2023’ten Haziran 2024’e kadar hava ve okyanus yüzey sıcaklıkları, birkaç yıl ilkin kırılan rekordan, ortlamada çeyrek aşama kadar daha yüksek ölçüldü. Temmuz 2024’te hava sıcaklıkları bundan önceki Temmuz ayına nazaran averajda 0,04°C daha “serin”di.
Temmuz 2023’te ölçülen ısı ise, bundan önceki ısı rekoru olan Temmuz 2019’a nazaran 0,28°C daha sıcaktı. Kısaca geçen senenin rekoru da o şekilde fazlaca kırılamayacak şeklinde durmuyor. Bugüne dek kaydedilen en yüksek küresel hava sıcaklığı, Aralık ayı için sanayi devriminden önceki averajdan 1,78°C daha sıcak, önceki rekordan ise 0,31°C daha yüksek olarak tespit edildi.
Küresel ısınma, son yıllarda devamlı olarak küresel averaj ısı rekorlarını alt üst etmiş durumda. Sadece bu rekorların birkaç ay süresince tertipli olarak çeyrek aşama kadar kırılması, pek de sık rastlanan bir durum değil. Bu üstün dereceli serisinin sona ermesi de iklim değişikliğinin giderek artan tehdidini ortadan kaldırmıyor.
Peki ya bu üstün dereceli sıcaklıklara ne sebep oldu? Doğal bunun tek bir sebebi yok. Sadece en büyük ve önemlisi, fosil yakıtların niçin olduğu iklim değişikliği.
Üstün dereceli serisine ne yol açtı?
Dünya’nın 150 yıl önceki sıcaklıklarını, çağdaş küresel ısınmayı karşılaştırmak için kullanılıyor. Referans alınan 1850-1900 yılları arasındaki seneler, küresel endüstrileşmeyle ilişkilendirilen bir çok sera gazı salınımından öncesindeki bir dönem.
Temmuz 2024 ayı, bu sanayi öncesi tipik bir Temmuz’dan 1,48°C daha sıcaktı. Bu küresel ısınmanın averajda 1,3°C’lik tesiri olduğu anlamına geliyor. Bu yükseliş trendi, insanlık fosil yakıt tüketimini sonlandırıp sıcaklıkları artırmaktan vazgeçene kadar sürecek.
Sadece küresel ısınma da devamlı bir yükseliş trendi göstermiyor. Aralarda yükseliş ve düşüşler mevcut.
Bu yükseliş ve düşüşlerin bir çok, El Niño fenomeni olarak adlandırılıyor. Bir El Niño vakası, Pasifik Okyanusu’ndaki geniş alanlardaki suyun tekrardan düzenlenmesi anlamına geliyor. El Niño bir tek Pasifik’te değil, tüm Dünya yüzeyindeki havanın sıcaklığını averaj olarak artırdığı için, dünya çapındaki hava durumunun işleyişi açısından oldukça büyük bir öneme haiz. El Niño vakaları içinde koşullar herhangi bir etkiye haiz olmayabilir ya da küresel sıcaklıkları düşürme eğiliminde olan La Niña isminde olan zıt bir duruma da niçin olabilir.
İçinde bulunduğumuz bu döngünün sıcak El Niño evresi, ortalama bir yıl ilkin devreye girmeye başladı ve 2023’ün sonlarında zirveye ulaştı. Sadece şu an yansız bir eğilimde ve üstün dereceli serisi de bu sebeple sonlanmış oldu. 2023/2024 periyodunun El Niño’su oldukça güçlüydü fakat üst düzey derecede değildi. Kırılan rekorları tam anlamıyla açıklamaya yetmiyor.
Güneş’in de 11 senelik Güneş lekesi döngüsünün de ufak bir katkısı bulunduğunu belirtmekte yarar var. Yıldızımız bu zamanda Dünya’ya fazlaca daha çok enerji gönderiyor.
Bunun haricinde fosil yakıt kullanan endüstrinin açığa çıkardığı metan gazı da son 10 yılda bundan önceki on yıla oranla fazlaca daha süratli terfi etti.
Yıkıcı bir yaz
Okyanuslar genelinde 2023 yazı, Karayipler ve ötesindeki mercan resifleriyle bu resiflerin ekosistemleri üstünde yıkıcı bir tesir gösterdi. Bunu da cenup yarıkürenin yaz mevsiminde Avustralya açıklarındaki Büyük Set Resifi’nde yaşanmış olan yoğun mercan ölümleri takip etti. Her ne kadar El Niño yıllarında böylesine toplu ölüm vakaları görülse de, mercanlara aslolan tesiri olanın iklim değişikliği olduğu düşünülüyor.
Büyük bir El Niño vakası yeni rekorlar kırıyor ve küresel sıcaklıklar için yeni ve daha yüksek bir standart belirlemiş oluyor. Bu yeni “düzgüsel” de altında yatan küresel ısınma trendini yansıtıyor.
Kısaca beklenen senaryo, önümüzdeki birkaç yıl süresince küresel sıcaklıkların averaj 1,4°C artış seviyesinde yükselip alçalması planlanıyor. Bir sonraki El Niño vakasının da 2030’lu yılların başlangıcında bu taban kıymeti 1,5°C’ye çıkaracağı düşünülüyor.
İklim değişimi ile alakalı Paris Antlaşması’na nazaran dünya ülkelerinin küresel ısınmayı 1,5°C’lik artışla sınırlandırması yönünde emek harcaması gerekiyor. Şundan dolayı bu seviyenin üstündeki artışla yaşanacak iklim değişikliğinin fazlaca daha süratli tesirleri yaşanması ihtimaller içinde.
The Conversation’ın haberini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.