“Anadolu kültürünün ağır halde yara aldığını söylemek zorundayız. Elbet iyileşecek bu yaralar. İyileşeceğiz. Daha ilkin de kendi kendimizi yaralamıştık, onların da izi tamamen silinemez; fakat bu son dönemde yaratılan düşmanlıklar, duygusal bölünmeler, toplumda öncekilerden daha yaygın yaralar biçiminde ortaya çıktı. Tekrar asla asla yaralanmamış şeklinde yaşayamayacağız.”

Yüzyıllar süresince büyük kırılma anları ve sancılı dönüşümler yaşamış bir cemiyet. Anadolu insanının kültür dağarcığında yerini almış büyük bir sanatçı, mühim bir aydın. Kabilenin haricinde kalıp onun için düşünenlerin trajedisi… Bu kitapta, Livaneli’nin penceresinden görünen Türkiye toplumunun manzarası ortaya çıkıyor.

Kapitalizmin tektipleştirdiği bir dünyada her şeye karşın varlığını sürdüren “insan”ı arıyor Livaneli. Reklamların, gürültülü televizyonların, şaşaalı unvanların arasından geçip “fikir”nin peşine düşüyor. “Anı yaşa” sloganlarıyla bezenmiş bir dönemde, geçmişi terk etmeden, gelecekten vazgeçmeden, toplumuyla ve devletiyle hesaplaşıyor.

Zafer Köse’nin Zülfü Livaneli ile yapmış olduğu söyleşi, evrensel bir entelektüelin portresini sunuyor.  Livaneli’nin onlarca senedir sınanmış tavırları, iktidarlara direnmiş sözleri, eğilip bükülmeyen bir aydının fikir dünyası… Toplumun kalbinden hayata oluşturulan bir pencere.

Zafer Köse Hakkında: