Ne haftaydı fakat! Apple üç gün boyunca yeni ürün tanıttı: Ilkin yeni, renkli iMac serisini, peşinden şimdiye kadar üretilmiş en kuvvetli Mac mini’yi ve son olarak da Apple’ın yeni M4 Pro ve M4 Max işlemcilerine haiz MacBook Pro cihazlarını gördük.
Tüm bu yeni makineler kulağa fazlaca iyi geliyor. Apple’ın M4 işlemcisi, tükettikleri güce bakılırsa performansı en iyi işlemciler içinde. Gene de, cihazımı güncellemek içimden gelmiyor.
Üstelik fazlaca yeni bir dizüstüm yok. İş için kullandığım aygıt, 16 inçlik, M1 Max işlemcili MacBook Pro ve eşim de 13,3 inçlik M1 MacBook Pro kullanıyor. İkimizin de daha kuvvetli bir bilgisayara ihtiyacı yok, bu sebeple M1 ve M1 Max işlemciler esasen inanılmaz derecede kuvvetli.
M1 Max MacBook Pro’yu fazlaca fevri şekilde satın aldım. Geçtiğimiz yıl, mahalli bir satıcıda inanılmaz bir indirim gördüm ve indirimin gerçek bulunduğunu doğrulamak için onlara elektronik posta atıp sormuş oldum.
Sanırım M1 Max’in yüksek fiyatlı ve artık eskiyen bir makine olmasından dolayı, azca sayıda kullanıcı gerekseme duymadıkları bir şey için tam fiyat ödemek istiyor.
Doğru: Hakikaten de 10 CPU çekirdeği ve 32 GPU çekirdeğine ihtiyacım yok. Video işleme profesyoneli değilim, Blender’da karmaşık projeler yürütmeme gerek yok. Sadece indirim gerçekti ve ben de M1 Max dizüstünü aldım, bu sebeple fiyatı M1 Pro’nun fiyatından bile azdı.
Ve kabul etmeliyim ki, ondan daha az güçlü M1 MacBook Pro bile benim günlük işlerimi halletmekte gayet yeterli olurdu.
Eğer Apple’ın tanıtım verilerine dikkat ederseniz, şirketin artık en yeni ürünlerini, bir önceki nesil ile karşılaştırmayı bıraktığını görebilirsiniz.
M4 söz konusu olduğunda ise, şirket iki nesil birden geriye gidiyor ve işlemciyi M1 ile karşılaştırıyor: Apple, M4 Max’ın M1 Max’tan 2.2 kata kadar daha hızlı olabildiğini söylüyor. Ancak bu sonuçlara ulaşabilmek için, işlemciyi gerçekten zorlamanız gerek.
Eğer 20 Chrome sekmesi açıksa, bir iki sosyal medya uygulaması çalışıyor ve arka planda Hearthstone oyunu varsa… Evet, kağıt üzerinde daha hızlı olabilir, ancak şu anda dizüstüm tüm bu işleri “anında” hallederken, bana faydasını göremiyorum.
Ben profesyonel bilgisayar kullanıcısı sayılırım ve kesinlikle bilgisayar aşığıyım. Sadece bunlar yüzünden bile, evet, en son, en güçlü MacBook Pro’ya sahip olmak isterim.
Ama itiraf etmeliyim ki, bu istek hiç bu kadar az olmamıştı, çünkü biliyorum ki üç yıllık dizüstüm ile, yeni olan arasındaki farkı söylemem mümkün olmayacak.
Apple’ı her yıl, ya da her üç yılda bir güncelleme gerektirmeyen güçte işlemci üretmekle suçlamak saçma olur. Fakat bu durumda da aklınıza, acaba şirket yeni bilgisayarları daha çekici kılmak için ne yapabilirdi sorusu geliyor.
Uzay Siyahı rengi bu konuda çok büyük bir tercih sebebi olmaz diye düşünüyorum, zaten M3 neslinde bu renkte cihaz satın alabiliyordunuz. Thunderbolt 5 ve biraz daha iyileştirilmiş pil ömrü ile iyileştirilmiş ekran güzel özellikler.
Peki bunlar gerçekten de MacBook’unuzu onbinlerce lira (hatta yüz bin lira civarında) para harcayıp değiştirmeye değer mi? Bu MacBook’ların ana satış noktası işlemci ve eğer işlemci potansiyel müşterileri ikna etmeye yetmiyorsa, içerisindeki diğer iyileştirmeler de yetmeyecektir.
Belki daha farklı renk seçenekleri gelir. Ya da belki tasarım değişikliği vardır. Ya da şirket çok daha kökten bir değişim yapar ve katlanır, tamamı ekrandan oluşan bir MacBook’u piyasaya sürer.
Ne olursa olsun, bu yeni cihazları satın almayı istemek için işlemciden fazlasına ihtiyacım var, bu sebeple mevcut işlemcim esasen bir süre daha bana fazlasıyla kafi gelecek.
Stan Schroeder’in haberini Erinç Eröz yerelleştirdi