Mars meteoritler için adeta bir hedef tahtası gibi! (Her gün de düşmezsin)

Gezegen bilimcilerin düşündüğünün aksine Mars, meteoritlere 5 kat daha çok hedef oluyor. Kısaca Kızıl Gezegen’e neredeyse her gün bir meteorit çarpıyor. Averajda 8 metre çapında bir kraterin her gün, 30 metre çapındakilerin ise minimum ayda bir kez oluştuğu belirtiliyor.

Nature Astronomy adlı hakemli dergide gösterilen araştırma, NASA’nın vazife süresini tamamlayan InSight yüzey aracının toplamış olduğu sismik verileri kaynak alıyor. Bu verilere nazaran nesneler neredeyse tertipli şekilde yüzeye çarpıyor.

Araştırmayı yönetenlerden İsviçre ETH Zürih’ten sismolog Géraldine Zenhäusern, açıklamasında çarpışma oranının, daha ilkin yörüngeden çekilen fotoğraflarla hesaplanandan beş kat daha çok bulunduğunu belirtti.

Zenhäusern açıklamasında şu şekilde dedi: “Yeni kraterler en iyi düz ve tozlu arazilerde görülebilirken, bu tür araziler Mars yüzeyinin yarısından azını kaplamaktadır. Bununla beraber, duyarlı InSight sismometresi, iniş araçlarının menzili içindeki her bir darbeyi duyabildi.

(NASA’ya nazaran Mars’ta, Arizona’daki 1.2 km çapındaki meşhur Barringer Krateri kadar geniş, çeyrek milyonun üstünde sayıda krater bulunuyor. Ek olarak ortalama 5 km çapından büyük minimum 43 bin Mars krateri gezegende içeriyor.)

NASA’nın InSight yüzey aracı, Aralık 2021’de gerçekleşen bu çarpışmanın oluşturduğu Mars depremini tespit edebildi.
Fotoğraf: NASA / JPL-Caltech / Arizona Üniversitesi
Insight yüzey aracının sismometresi, Mars yüzeyinde görülebiliyor.
Fotoğraf: NASA / JPL-Caltech

InSight yüzey aracının duyarlı sismometresi, Mars’taki sarsıntıları ya da “Mars depremlerini” saptamak için tasarlandı. Vazife süreci süresince da 1300’ün üstünde sarsıntı tespit etti. Sadece bir meteor Mars yüzeyine çarptığında, bunun yarattığı sarsıntı ötekilerden ayırt edilebiliyor. ETH Zürih’in yapmış olduğu açıklamada, Mars’taki 3 şiddetindeki bir zelzele birkaç saniye sürerken, çarpışmadan kaynaklı benzer boyutlu bir sarsıntı ise bir tek 0.2 saniye ya da daha kısa sürdüğü belirtiliyor. Ekip bu sarsıntıları detaylı şekilde inceleyerek, 80 kadar Mars depreminin aslen meteor çarpışması kaynaklı bulunduğunu tespit etti.

Mars, meteor çarpışmaları söz mevzusu olduğunda Dünya‘dan daha savunmasız. Dünya’nın atmosferinin bir tek %1’i kadar yoğun olan Mars atmosferi, böylesine uzay kayalarının atmosfere girişte yanıp buharlaşması için kafi yoğunluğa haiz değil. Dahası Kızıl Gezegen, içinde milyonlarca asteroitin bulunmuş olduğu Güneş Sistemi’nin asteroit kuşağına bizlerden daha yakın.

Çarpışmaların Mars’ı iyi mi etkilediğini idrak etmek, gelecekte düzenlenmesi planlanan insanlı yada robotik bulgu görevleri için büyük ehemmiyet taşıyor. Çarpışmalar Mars’ta her gün yeni kraterler oluşturuyor. Sadece tek mesele bu da değil. Daha geniş çarpışma alanları kimi zaman kraterlerden 100 kat daha büyük çaplara haiz olabiliyor. Bu da potansiyel bir koloninin ya da yapının risk altında olabileceği anlamına geliyor.

Tertipli meteor çarpmalarının ötesinde de Mars, günümüzde yaşanabilir bir gezegen değil. Gezegen, Dünya’daki en kuru çölden 1000 kat daha kuru. NASA’ya nazaran Internasyonal Uzay İstasyonu’ndan iki buçuk kat daha fazlaca ışınım düzeyine haiz ve bazen gezegenimizi de vuran Güneş Fırtınaları’na karşı fazlaca azca koruma sunuyor.

Sadece Mars’ın hep günümüzdeki şeklinde olmadığını biliyoruz. Gezegende bir zamanlar koruyucu bir atmosfer olduğu, dev nehirlere ve geniş göllere ev sahipliği yapmış olduğu düşünülüyor.


Mark Kaufman’ın haberini Özgür Yıldız Türkçeleştirdi.

(Toplam: 3, Bugün: 1 )

Site Footer