Metin Altıok (d. 14 Mart 1941, İzmir – ö. 05 Temmuz 1993, Ankara) Ozan, yazar.
Metin Altıok, 1941’de İzmir’de dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Ankara’da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Kısmı’nden mezun oldu. Memurluk ve öğretmenlik yapmış oldu.
İlk şiirleri 1970’lerde gösterildi. İlk şiir kitabı Seyyah’de Servet-i Fünun‘dan, Ahmet Haşim‘den, Ahmet Muhip Dıranas‘tan İkinci Yeni ve 1960’ların şiirlerine kadar izler var. Kendi kuşağının en duygulu, en romantik şairleri arasındaydı.
Yalın bir dil kullanmasına karşılık, benzetme yapmayı, anlaşılması kolay imgeler oluşturmayı denedi. Halk şiiri biçimlerinden de yararlandı.
Olgunluk periyodu sayılabilecek “Kendinin Avcısı” kitabındaki şiirlerde, daha kendine özgü bir sese, duygusal, acılı ve yalın bir söyleyişe ulaşmış olduğu görülür. Simgeler, alegori ve mecazlardan ölçülü bir tutumla yararlanır, şiirimizdeki lirik geleneğe bağlanır.
Sivas’ta meydana getirilen Pir Sultan’ı Anma Şenlikleri’nde kökten dincilerin Madımak Oteli’ni yakıp 37 kişinin yanarak, boğularak hayatını kaybetmesine yol açan saldırısında (2 Temmuz 1993), ağır yara alıp komaya girdi. İki gün dayanabildi. O da bir kültür şehidi olarak 5 Temmuz 1993’te yaşama gözlerini yumdu. Bir şiir serüveninin kahramanı olarak şiir sevenlerin kalbinde yaşıyor.
Meşhur piyanist Fazıl Say, Metin Altıok’un şiirleri üstüne Metin Altıok Oratoryosu yapmış oldu (2003). Kızı Zeynep Altıok, duygularını, sevenlerinin anılarını, onu tanıyanların yazdıklarını Gölgesi Yıldız Dolu adıyla kitaplaştırdı (2003).
Metin Altıok Eserleri
ŞİİR:
- Seyyah (1976)
- Yerleşik Yabancı (1978)
- Kendinin Avcısı (1979)
- Ufak Tragedyalar (1982)
- İpek ve Kılabtan (1987)
- Gerçeğin Öte Yakası (1980)
- Dörtlükler ve Desenler (1990) Süveyda (1991)
- Alaturka Şiirler (1992)
- Yel ve Gül (1993)
- Hesapişi Şiirler (1993)
- Şiirin İlk Atlası (Ozan ve Şiir üstüne denemeler, 1992)
- Bir Acıya Kiracı (Tüm şiirleri, 1998)
ÖDÜLLERİ
- 1980 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü (Kendinin Avcısı kitabıyla Ahmet Telli ile paylaştı)
- 1991 Cemal Süreya Şiir Ödülü Gerçeğin Öte Yakası ile
Metin Altıok Şiirlerinden Örnekler
GERİYE KALAN
Bir anahtar verdindi bana
Kabaran yüreğimi bilerek
Kullanıp durdum onu gönlümce
Aşkıma kenar süsü diyerek
Aşındırdım dişlerini zaman içinde
Geriye ben kaldım işte.
Yalan olur sevmedim dersem
Fakat yolcu yolunda gerek
Ey ömrümün uğuldayan durağı
Yanlış bir hesaptan dönerek
Benli günlerini sil istersen.
Geriye sen kaldın işte.
SARIL BANA
Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
Sevgiler bekliyor devamlı benden.
İnsanın bir yanı nedense hep tamamlanmamış
Ve o eksiği tamamlayayım derken
Mevcud aşınıyor yavaş yavaş zaman içinde.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana
Anıların kar topluyor inceden
Bir yorgan şeklinde geçmişimin üzerine.
Fakat gene de unutuş değil bu
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim bulunduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
BEN ŞİMDİ BİRAZ
Ben şimdi birazcık da
Senin için görüyorum;
Gökyüzünün parlak
Bakış seken mavisini.
Ben şimdi birazcık da
Senin için duyuyorum;
Gecenin o sarsak
Yokuş çıkan ezgisini.
Ben şimdi kanayarak
Senin için yaşıyorum;
Sazan derisi şeklinde
Günlerimi külle soyarak.
YANYANA
Sevgiyle yapılmış bir yama
Kaplamış yırtığını yanağımın
Rengi pek tutmasa da.
Sanki yüzüme akmış yüzün
Başını başıma dayadığında.
Seninle yanyanayız
Eğri bir aynanın karşısında.
İsli titrek bir lamba
Boğuşurken gölgeyle duvarda
Acıyla ilmek ilmek
Aşkımız yıllanıyor odalarda.
Seninle yanyanayız
Sessiz, bitkin ve ürkek
Eğri bir aynanın karşısında.
GÜNLERDEN ÖYLE BİR GÜN
Günlerden o şekilde bir gündü;
Üzerine tarih düştüğüm.
Gözümün önüne geldi birden
Balkıyan güzel yüzün.
Ve yüreğim yandı söndü,
Ter bastı avuçlarımı.
Bir işlek kovan uğultusu
Kapladı kulaklarımı.
Uzandım usulca cigarama;
Yavan ömrüme katık.
Ben o gün öldüm gülüm,
Tekrar ölmem artık.
BU BENİM
Bu benim garipliğim
Bak ağacın çatalında;
Rüzgarlı kuş yuvası
Sallanır durur hâlâ.
Bu benim hasretliğim
Bak denizin dalgasında
Gider gelir kıyıya
Oynaşır durur hâlâ.
Bu benim bezginliğim
Bak duvarın sıvasında;
Pul pul olmuş dökülür
Dökülür durur hâlâ.
SEVDA ÜZRE
4.
Gel iki uysal kıyı olalım seninle.
Bir hırçın ırmak aksın
Aramızda köpüre köpüre.
12.
Senin çıplak gövdene bakmak
Her seferinde apansız
Karşıma çıkan bilmediğim bir sokak.
13.
Hepimiz tedirgin hazırlanırken kışa;
Sevgilim biz bu yatakta seninle
Ter içinde nefes soluğa.
HANÇERİN SAPI
…
Temenni ediyorum kaç zamandır;
Uykusuzum, sabırsızım.
Başımı acıtıyor
Geceleri yastığım.
Dilim kurumuş
Bir su yatağı
Katı sözcüklerle
Dolu tozlu ağzım.
Bakıyorum eski
Fotoğraflara.
Hafız Burhan dinliyorum
Taş plaklardan.
Bir pencere çarpıyor
Viran yüreğimde
Sıvalar dökülüyor
Pervazından.
Dörtnal giden
Ürkek bir attan
Düşüyorum da sanki
Takılı kalıyor
Ayağım üzengiye.
Sürükleniyorum
Sırtüstü
Çalılar, dikenler içinde.
Mevsim kışa dönüyor
Hızar sesleri geliyor
Dört bir taraftan.
Odun taşıyor
Bitkin kamyonlar.
Kuşlar da gitti.
Çiçekler gelecek bahara
Tohum saçıyor.