Evet, o gün geldi çattı! Kulağa oldukca acayip gelen o cümle gerçeğe dönüşüyor. “Hem boksör hem YouTuber” Jake Paul ile eski ağır sıklet dünya şampiyonu Mike Tyson ringde kozlarını paylaşıyor ve Netflix maçı canlı olarak yayınlıyor. 15 Kasım gecesi (TSİ 16 Kasım Cumartesi sabahı) gerçekleşecek olan dövüş 58 yaşındaki Tyson ile 27 yaşındaki rakibi Paul’ü bir araya getirecek.
Dünyanın gözünü çevireceği Mike Tyson – Jake Paul müsabakasının detaylarına beraber bakalım.
Dövüş nerede gerçekleşecek?
Toplam yedi dövüşten oluşan maç kartına Dallas’ın 32 kilometre batısındaki Arlington’daki devasa NFL stadyumu, Dallas Cowboys’un 1.2 milyar dolarlık mabedi 80 bin kişilik AT&T Stadyumu ev sahipliği meydana getirecek. Kartın son maçı olan Tyson – Paul maçının tam olarak ne vakit başlayacağını kestirmek güç lakin ikilinin 23:00 ET (Eastern Time) doğrusu TSİ Cumartesi sabahı 07:00’den erken ringe çıkması beklenmiyor.
Biletler ne kadar, Tyson ve Paul ne kadar kazanacak?
Aslen bu madde bizi ne kadar bağlıyor bilemiyorum lakin bilgidir özetlemek gerekirse paylaşalım da çenemiz yorulsun… Kısa geçeceğim; stadyumun tepelerinden maçı izleyecek en ucuz biletler 67 dolara satıldı. Buradan yukarı doğru giden fiyatlar 2 milyon dolara kadar çıkıyordu! Söz mevzusu 2 milyon dolarlık bilet MVP Owner’s Experience isminde bir paket… Hem şaşkınlık yaratacak hem de aslına bakarsak o denli şaşırmamamız ihtiyaç duyulan bir hızda satılan bu paketi alan talihli şahıs ilk iki sırada sekiz bilete haiz olurken soyunma odası ziyareti, tartı esnasında sahnede olma ayrıcalığı, iki dövüşçüden de imzalı eldiven, kişisel bir asistan ve güvenlik görevlisi desteğinin sahibi oldu.
Dövüşçülerin ne kadar alacağı ise başka şaşkınlık ve sonrasında gelen hissizlik meselesi… Jake Paul 40 milyon dolar kazanacak; Mike Tyson ise 20 milyon dolar… Bu ikilinin arkasından gelen adlar ise 8 milyon dolarla Amanda Serrano ve 6.1 milyon dolar ile Katie Taylor. Bu iki isim ana müsabakaya kadar olan maçlar içinde kartın en mühim maçında kozlarını paylaşacak. Taylor ve Serrano, 2022’de gerçekleşen ve bir klasiğe dönüşen maçlarının merakla beklenen rövanşında bir araya gelecek.
Özetlemek gerekirse geçelim diyip ne oldukca konuştuk değil mi? Çeneler bu şekilde bu şekilde yoruluyor işte…
Maçı iyi mi izleyeceğiz ve niçin Netflix?
Yarışma Netflix’te yayınlanacak ve Türkiye’de de Netflix kullanıcıları canlı yayını Cumartesi sabahı 04:00’ten itibaren izleyebilecek. Canlı ifade dilleri ise İngilizce, İspanyolca, Portekizce, Fransızca ve Almanca şeklinde. Peki niçin Netflix? TV reytingleri düştükçe canlı spor müsabakaları bilhassa de boks maçları şeklinde tek günlük etkinlikler pay-per-view şeklinde yollara daha sık başvuruyor. Mesela DAZN, spor yayıncılığında küresel bir aktöre dönüşürken lokomotif olarak dövüş sporlarını kullanıyordu.
Netflix de bu pastadan hisse istiyor. Bu maç kartı, geçen yıl F1 sürücülerinin yer almış olduğu bir golf turnuvası olan The Netflix Cup ve Mart ayında gerçekleşen ve Rafael Nadal ile Carlos Alcaraz’ı bir araya getiren hususi tenis müsabakası The Netflix Slam‘in arkasından platformun yayınlayacağı üçüncü canlı spor müsabakası olacak.
Netflix geçen senenin 3. çeyreği itibarıyla dünya genelinde 282.7 milyon aboneye ulaştı. Paul ve Tyson’ın geniş bir yelpazedeki yaş grupları içinde popüler olduğun da aşikar. Bunların yanında klasik PPV’lere gore (ABD’de averaj 80 dolar) Netflix seyirciler için daha düşük maliyetli. Tamamı göz önüne alındığında, bu karşılaşmanın tüm zamanların en oldukca izlenen boks müsabakalarından biri olması neredeyse güvence.
Maçın hususi kuralları neler?
Doğal ki bu karşılaşmada Tyson ve Paul, standart bir ustalaşmış ağır sıklet müsabakasından değişik bazı kurallara doğal olarak. Ilk olarak şunun altını çizelim; bu karşı karşıya gelme bir “şov maçı” değil. Şu demek oluyor ki aslına bakarsak elbet burada temel amaç bir şov doğal ki lakin kurallar çerçevesinde bu eni mevzu bir boks maçı. Dövüşçülerin arasındaki 31 yaş fark, Tyson’ın ustalaşmış boksu seneler ilkin bırakmış olması ve müsabakanın Temmuz ayından bugüne ertelenmesine yol açan Tyson’ın ülseri bazı endişelere niçin oldu. Fakat Texas Lisanslama ve Düzenleme Dairesi (TDLR), eski şampiyonun fizyolojik durumunun dövüşmeye uygun bulunduğunu da resmen onayladı.
Gelelim hususi kurallara; ring kenarında üç yargıcı olacak, resmi bir kazanan duyuru edilebilecek ve maçın sonucu boksörlerin kayıtlarına geçecek. Bu durum müsabakanın üstüne bahis yapılabileceği anlamına da geliyor. bunun üstüne bahis eylemi yapabileceği anlamına geliyor sadece öte taraftan New York, Colorado, Kentucky, Louisiana, Pennsylvania ve Vermont eyaletleri maçı bahis yapılmasına izin verilecek kadar geleneksel bir boks maçı olarak kabul etmiyor.
Ek olarak Texas komisyonunun almış olduğu önlemler çerçevesinde dövüş, klasik 10 ya da 12 raunt üstünden değil 8 raunt üstünden gerçekleşecek ve raunt süreleri de geleneksel üç dakika yerine iki dakika olacak. Tyson ve Paul ek olarak yumrukların darbe enerjisini azaltmak için daha ağır eldivenler (10oz yerine 14oz) kullanacak.
Karttaki öteki maçlar neler?
Katie Taylor – Amanda Serrano, Mario Barrios – Abel Ramos, Neeraj Goyat – Whindersson Nunes, Shadasia Green – Melinda Watpool, Lucas Bahdi – Armando Casamonica ve Bruce Carrington – Dana Coolwell karşılaşmaları kartta yer edinen öteki müsabakalar.
Taylor ile Serrano; WBA, WBC, IBF, WBO ve The Ring hafifçe sıklet kemerleri için savaşım edecek. Barrios ve Ramos ise WBC velter sıklet kemeri için ringe çıkacak.
Niye bu şekilde bir maç var?
Oldukça haklı bir sual aslına bakarsak… Oldukça tartışmalı Paul kardeşlerden Jake Paul; 2020’den beri bir dövüş kariyeri inşa ediyor. Bu zamana kadar kabul edelim ki “kolay lokma değil” dedirtecek kadar iyi bir boksöre dönüşürken bu yolda çoğunlukla eski MMA dövüşçüleri ve YouTuber’lara karşı 11 maça çıktı ve bu maçların 10’undan galip ayrıldı. Tek yenilgisini Tommy Fury’ye (Tyson Fury’nin kardeşi) karşı aldı. Paul bu müsabakadan yargıcı kararıyla fakat UD (unanimous decision) ile değil daha ortada bir karar olan SD (split decision) ile yenik ayrıldı.
Velhasıl Paul, bu maçı “dünya şampiyonluğu yolunda attığı Don Kişotvari bir adım olarak nitelendiriyor ve şu şekilde diyor:
Hedefim dünya şampiyonu olmak ve şimdi kendimi gelmiş geçmiş en iyi ağır sıklet şampiyonuna, gezegenin en kötü karakterine (Mike Tyson’ın bir lakabı da the baddest man on the planet) ve tüm zamanların en tehlikeli boksörüne karşı kanıtlama şansım var.
Mike Tyson ise maç öncesi bir ortak röportajda “Çocuklarım bir asla olduğumu düşünüyor, onlara babalarının iyi mi biri bulunduğunu göstermek isterim” ifadelerini kullanıyor.
Oldukça duygusal lakin Jake Paul’u dövünce sorun çözülecek mi doğrusu? Yoksa Tyson’ın çocuklarına aslolan göstereceği, “babalarının hâlâ tüm dünyanın gözlerini çevirilmiş olduğu, şak diye önüne 20 milyon dolar serilen, dünyanın dört bir yanından kendisini destekleyen fanatikleri olan bir adam olduğu” olabilir mi? Şu demek oluyor ki aslolan sorun galip gelmek olmayabilir… Bu Tyson için oldukca oldukca doğru bir görüş açısı.
Mike Tyson mı kazanır, Jake Paul mü?
Yukarıdaki tespit bizi bu noktaya getiriyor. Şunu açıkça ifade edelim ki bu biçim maçlarda taraflar gong çalınana kadar aslına bakarsanız kazanacağını kazanmış oluyor. Mesela Floyd Mayweather Jr ile Conor McGregor’ı bir araya getiren karşı karşıya gelme yalnız yarattığı hype ile hatırlanıyor. Mayweather maçı kazanmıştır sadece pek de bir önemi yok. McGregor bir MMA’ci olmasına karşın boks kurallarıyla bir boks efsanesinin tüm zamanların en iyi savunmacısının karşısına çıktı ve iyi de direndi. Mayweather ise aslına bakarsanız avantajlı olduğu bir maçı kazanmıştır, namına kir sürdürmedi. Yenilmezliğini korudu vs…
Bu maçta da bunlar mühim lakin ortada daha büyük bir sorun bulunduğunu kabul edelim. Tyson-Paul maçı elbet kağıt üstünde sebepsiz ve anlam ifade etmeyen. Ve fakat… Artık bu yarışma “yaşanacaksa” bilhassa “Iron” Mike Tyson, bir efsaneleşmiş, bir boks canavarı kaç yaşlarında olursa olsun ortaya kariyerini ve mirasını koyuyor. Fakat burada duralım zira Tyson oldukca ciddi ve miras meselesine başka bakıyor:
Mirasım niçin umrunuzda? Mirasın ne işe yaradığını asla bilmiyorum; insanoğlu bu kelimeyi oldukca gevşek bir halde kullanmaya başladı. Miras bana ‘ego’ şeklinde geliyor. Yakında öleceğim. Öldüğümde birinin benim hakkımda ne düşüneceğinin ne önemi var?
2000’lerin sonunda boks kariyerinin arkasından yaşantısı ciddi bir sallantıya giren ve maddi tinsel büyük sıkıntılar çektiğini şimdilerde anlatmaktan çekinmeyen Mike Tyson’ın o nahoş versiyonu bir ihtimal bu şekilde bir şikeli maçı kabul edebilirdi sadece şu sıralar oldukça sıhhatli, aklı başlangıcında (doğrusu Mike Tyson’ın aklı ne kadar başlangıcında olabiliyorsa) görünen Mike Tyson, gerçek bir boks maçı için ringe çıkacaktır. Paul’ün tartıdaki saygısızlığına karşılık basmış olduğu tokadı ve tüm ciddiyeti tüyler ürpertici. Paylaşılan videolarda Paul’ün tartı sonrasında yüzleşme için sahneye çıkarken Tyson’a karşı orangutan yürüyüşü yapmış olduğu ve Tyson’ın ayağına basmış olduğu görülüyor.
Bir de Paul’e haddini bildirme ihtimali var! Zira Paul’un daha önceki maçlarına da bu olasılık için kulak kabartan, kendisinden pek haz etmeyen kesim, maçların ayarlanmış olma olasılığının {hiç de} minik olmadığını biliyordu. Bu kez durum değişik olabilir.
Kariyerinin son yıllarında motivasyonunu kaybeden ve bunu açıkça belirten Tyson, şimdi ise asla 57 yaşlarında şeklinde durmuyor. Hatta bu 28 Kasım 2020’de o zamanlar 54 yaşındaki Mike Tyson ile 52 yaşındaki bir başka efsaneleşmiş boksör Roy Jones Jr. içinde düzenlenen şov maçında da görüldü. Tyson, hazırlık sürecinde de maçı Roy Jones Jr.’dan oldukca daha çok -belki de bir miktar aşırıya kaçan şekilde- ciddiye alıp hazırlanırken, maçta da gören gözlerin rahatça anlayabileceği halde üstünlük kurmuş sadece karşı karşıya gelme “berabere” sonuçlanmıştı.
Lakin Tyson ne kadar fit olursa olsun 58 yaşlarında. Jake Paul’u ne kadar sevmesek de daha 27 yaşlarında ve artık bir YouTuber’dan ziyade bir boksör. En iyi koşullarda çalışacak tüm imkanlara da haiz.
Artık eski MMA’ciler ve bazı ünlülerden ziyade gerçek boksörlerle de maçlar hayata geçirmeye başladı ve geleneksel boks macerasında 2’de 2’yle yoluna devam ediyor. Paul’ün Tyson ile yapacağı maç, kendisinin ilk ağır sıklet maçı olacak. Başka bir deyişle, Jake Paul hakkaten daha iyi bir dövüşçü olmak için çalışıyor şeklinde görünüyor. E yenilse ne olur ki? Kaybedeceği bir şey yok… Jake Paul’ün en büyük pozitif yanları da bu.
Paul bununla birlikte gençliğine de vurgu yapıyor lakin antrenman videolarına bakılırsa işin birazcık goygoyunda gözükmekte. Eğer bu, işin servis edilen kısmıysa ve Jake Paul (toplumsal medyanın popüler tabiriyle) “bir yumrukla amel defterinin kapanabileceğinin bilincinde olarak” çalışıp örneğin Mike Tyson-Lennox Lewis müsabakasını hatmettiyse Tyson’a oldukça ciddi problemler çıkarabilir.
Tamamı boks için iyi mi?
Matchroom Sport Başkanı Eddie Hearn şeklinde bazı ciddi figürler bu maçtan asla haz etmiyor. Hearn, “Ben Jake Paul olsaydım, dürüst olmak gerekirse, birazcık utanırdım. Bu tehlikeli, sorumsuzca ve bence boks sporuna saygısızlık” derken küresel spor hakları ajansı IMG’nin medya başkanı Adam Kelly ise “Bu maç şimdiye kadar gösterilen en büyük dövüşlerden biri olacak” diyor ve devam ediyor:
Bu dövüşler spora yeni takipçiler kazandırdı ve boksa karşı yeni bir ilgi dalgasına yol açtı. Eğer boks yalnız teknik dövüşlerle ilerlerse sonunda ölecektir. Şu sebeple seyircileri yaşlanacak ve sonrasında ölecekler! Devamlı olarak seyirci kitlenizi yenilemeye çalışmalısınız. Bu da, şu anda hayranlarınız olmayan insanlara hususi olarak hitap eden bir ürün ortaya koymak anlamına gelir. Bunu yapmıyorsanız, küçülen bir buzdağının üzerindesiniz anlama gelir.
Peki burada umar genç YouTuber’lar ile emekli boksörleri mi dövüştürmek? Her neyse… “Purist” boks fanatikleri dahi bu maçı izleyecek, gerçek bu. Keşke boks, eskisi şeklinde küresel çapta fenomen ağır sıkletler çıkarabilse fakat spor cazibesini kaybediyor. Öte taraftan bu biçim maçlar ilgi çekse de yolun başındaki yetenekli boksörlerin ekmeğine haksız bir ortaklık yarattığı da açık. Şu demek oluyor ki ortada bir ikilem mevcut.