Millî Edebiyat Devri, Türk mizahının en hareketli olduğu, en oldukca geliştiği ve “çağdaş” anlamına en oldukca yaklaştığı devirdir.
Hakkaten, bu devirde, şahsî unsurlardan oldukça kurtulan mizahın toplumsal ve siyasî mevzulara yöneldiğini, nükte ve mevzu çeşitliliği bakımından oldukca daha zenginleştiğini ve düşünce yönünden de kuvvetlenerek kıymetli birçok temsilciler yetiştirdiğini görüyoruz.
Toplumsal ve siyasî tenkitin ön plana geçmiş olduğu bu devir gülmece edebiyatında nazmın da rağbet görmesi, şüphesiz, bir çok gülmece yazarlarının bununla beraber şiirle uğraşmalarındandır.
Bu devirde yalnız gülmece ve hicivle uğraşanlar içinde;
yer alırlar.
Aslolan şöhretlerini öteki edebî türlerde yaptıkları halde, gülmece türünde de yazılar yazanlar içinde, bir kısmını Kirpi adı ile yayımladığı mizahî fıkralarını Kirpi’nin Dedikleri (1918), Sakın Aldanma, İnanma, Kanma (1919), Ago Paşa’nın Hatıratı (1922), Cuguklu Saat (1922) adları ile bastıran Refik Halit;
Fiske adı ile yayımladığı nazımlarla fıkraları Fiskeler (1922), Asrî Kerem (1942) ve Kulaktan Kulağa (1943) adlı kitaplarında toplayan Orhan Seyfi;
Çimdik imzası ile yazdığı gülmece yazılarını Şen Kitap (1919), Beşik (1943), Ocak (1943), San Çizmeli Mehmet Ağa (1956), Gün Doğmadan (1961) adları ile bastıran Yusuf Ziya;
Kıvılcım adı ile yayımladığı gülmece yazılarını Şen Yazılar (1926) da toplayan İbrahim Alaeddin; Çam Deviren ve Deli Ozan imzaları ile yazdığı mizahî manzumelerini Tatlı-Sert (1938) adı ile yayımlayan Faruk Nafiz sayılabilir.
HALİL NİHAT BOZTEPE (1882-1949)
Halil Nihat, Trabzon’da hayata merhaba dedi. Orta öğrenimini tamamladıktan sonrasında Düyûnı Umumiyye İdaresi’ne işgören olarak girdi ve 1925 yılına kadar burada çalıştı. 1927’den sonrasında, uzun süre, milletvekilliğinde bulunmuş oldu. Hicvln pek azyer almış olduğu, kırıcı olmayan bir gülmece tarzının başat olduğu ve kimi zaman Divan nazmının şekilleri ile yazılmış manzumeleri Sihâmı İlham (1921), Âyînei Devrân (1924) ve Maytab (1924) adlı eserlerindedir.
İHSAN HAMAMİ (1884-1948)
Gene Trabzon’da doğup orta öğrenimini orada tamamlayan ve edebî kültürünü kendi emekleri ile genişleten İhsan Hamami, lise ve yüksek okullarda edebiyat öğretmenliği yapmış oldu. Onda da, hicivden oldukca, ince bir gülmece unsuru göze çarpar.
Divan edebiyatı nazım şekilleri ile yazılmış bulunan mizahî manzumelerini Divanı İhsan (1928) adı ile bastırdı. Öteki gülmece yazıları ise, Hamsinâme (1928) ile Lâf Olsun Diye (fıkralar, 1949) adlı eserlerindedir.
Zamanlarının gülmece gazete ve dergilerinde birçok nazım-nesir yazıları çıkmış olan Hüseyin Rıfat ve Abdülbâki Fevzi ise, bu yazılarını kitap halinde toplamış değillerdir.
Microsoft, 1980'lerde piyasaya sürdüğü iki program Paint ve Notepad'e, aradan geçen 40 senenin arkasından suni…
"Woke" terimi, süre içinden ilk anlamından oldukca değişik bir halde evrim geçirdi. Geleneksel olarak baktığımızda…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Tüm dünyada gözler ABD seçimlerine çevrildi ve kesinleşmemiş sonuçlara gore Cumhuriyetçilerin talibi Donald Trump seçimden…
Türkiye Suni Zeka İnisiyatifi’nin (TRAI) düzenlemiş olduğu Türkiye Suni Zeka Zirvesi bu yıl yedinci kez…
Yavaş bir bilgisayar, derhal her insanın üretkenliğini engellemiş olan ve boş yere gecikmelere yol açan…