Mîna Urgan (d. 1915, İstanbul – ö. 15 Haziran 2000, İstanbul) İngiliz edebiyatı profesörü, yazar, filolog ve çevirmen.
Mina Urgan, Irgat imzasını da bir dönem kullandı. 32 yaşında ölen Fecr-i Âti şair ve yazarı Tahsin Nahit (1887-1919) babası; şair ve tiyatro oyuncusu Cahit Irgat (1916-1971) ayrıldığı eşi; şair ve ressam Mustafa Irgat (1950-1995) oğlu ve tiyatro oyuncusu Zeynep Irgat kızıdır.
Arnavutköy Amerikan Kız Koleji ve İÜ Ed. Fak. Fransız Filolojisi’ni bitirdi, burada doktora yaptı. “Elizabeth Devri Tiyatrosunda Soytarılar” çalışmasıyla doçent (1949) ve profesör (1960) oldu. Aynı yıl Türkiye İşçi Partisi’ne girdi. 1977’den emekli olana kadar İngiliz edebiyatı profesörü olarak öğretim üyeliğini sürdürdü.
Balzac’ın Otuz Yaşındaki Kadın kitabından William Golding’in Sineklerin Tanrısı kitabına varıncaya kadar pek çok edebiyat eserini Türkçeye kazandırdı. Ortak çeviriler de yaptı. Herman Melville’in Moby Dick: Beyaz Balina’yı Sabahattin Eyuboğlu’yla, Thomas More’un Utopia’sını Vedat Günyol–Sabahattin Eyüboğlu‘yla birlikte çevirdi. Shakespeare‘in birçok yapıtını yalnız çevirdi. Ayrıca, Henry Fielding, Aldous Huxley, Graham Greene, John Galsworthy ve Virginia Woolf bize kazandırdığı yazarlardan oldu.
Ayrıca İngiliz Edebiyat Tarihi’ni yazarken bir yandan da Shakespeare, Lawrence, Thomas More ve Virginia Woolf için incelemeler yaptı. Woolf’u çevirmesi feminist mi sorusunu akla getirdi. Bu konuda Zeynep Arıkanlı’yı şöyle yanıtladı:
“Benim fikrim çok başka. Ben kadın-erkek ayrımına inanmıyorum; bence insan var. Ve bu insan erkek ve kadın niteliklerinin bir uyuşması. Salt erkek ya da kadın bir yaratık düşünün. İki durumda da korkunç bir yaratık çıkıyor ortaya. O yüzden feministlerin davasını anlamıyorum. Son derece matriarkal bir ailede büyüdüm; ailede her kararı kadınlar verirdi. Gençliğim de Cumhuriyet’in ilk yıllarında geçti. Dolayısıyla yetiştiğim ortamda ezilmiş kadın görmedim. Feministleri anlamam bu yüzden. Ama elbette görüyorum, kadınlar eziliyor. Nerede eziliyor? Küçük memur kadınlar, kasabalı kadınlar eziliyor, evet. Ama mesela köylerde kadın çalıştığı için o kadar ezildiğine inanmıyorum ben. Çünkü üretimi elinde tutan kadın ezilmez bence. Bütün mesele kadının ekonomik olarak yaşama ağırlığını koyması. Ancak, kolejde veya iyi bir okulda okumuş kadının ezilmesini aklım almıyor. Böyle bir durumda ezilmek için kadının kabahati olması gerekir. En azından günümüzde böyle bu. Eskiden koşullar böyle değildi. Feminist arkadaşlarım diyorlar ki ‘Kadın koşullandırılıyor’. Buna inanmıyorum. Örneğin benim koşullanmam bunun tam tersi oldu. Şimdi, şehirde yaşayan hali vakti yerinde bir kızın koşullanmasını anlamıyorum. Bana öyle geliyor ki, kadınlarda bir katlanma, kolayına gitme var.” (Yaşasın Edebiyat, mart 1998).
Mina Urgan‘ı bir yazar olarak çok geniş okur kitleleriyle tanıştıran kitabı, Bir Dinozorun Anıları oldu. Kitap uzun süre en çok satan kitaplar listesinde yer aldı. Bunun üzerine Urgan, “Çok satıyorum, acaba bayağı mı yazıyorum?” biçiminde bir soruyla çok satan yazarlara gönderme yaptı. Alınganlık gösterenler oldu. Konu tartışıldı. Sağlıklı bir yanıt Tahsin Yücel’den geldi; “Mina Hanım çok güzel, çok rahat anlatıyor. Günümüzde anılara çok önem verildiği için kitap çok satmış olabilir, ama bir kitap çok satıyor diye çok değerli olduğunu göstermez. Mina Hanım’ın saygın bir ünü olduğu için çok satmıştır.” (Hürriyet, 14 ocak 2000).
Mina Urgan, 1993 Altın Kitap Ödülü’nü, Virginia Woolf’la 1995 Sedat Simavi Vakfı Onur Ödülü’nü ve 1996 Edebiyatçılar Demeği Onur Ödülü’nü aldı.
Mina Urgan’ın Eserleri
İnceleme:
- Elizabeth Devri Tiyatrosunda Soytarılar (1949),
- Shakespeare (2 cilt; 1960, 1970),
- Macheth: Bir inceleme (1965),
- Edebiyatta Ütopya Kavramı ve Thomas More (1984),
- Shakespeare ve Hamlet (1984),
- İngiliz Edebiyatı Tarihi (5 cilt, 1986-1993),
- Wirginia Woolf (1995), D.H. Lawrence (1997).
Anı:
- Bir Dinozorun Anıları (1998).
Gezi:
- Bir Dinozorun Gezileri (1999).