Muhlis Akarsu (D: 20 Şubat 1948, Minarekaya Köyü, Kangal, Sivas – Ö: 2 Temmuz 1993, Sivas) Halk Ozanı.
Muhlis Akarsu, 1948 senesinde Sivas’ın Kangal ilçesi Minarekaya köyünde hayata merhaba dedi. Minik yaşlardan itibaren katılmış olduğu muhabbetlerde ve cemlerde Alevi-Bektaşi kültürünü öğrendi; saz çalıp türkü anlatmaya başladı. Kısa zamanda sesinin güzelliği ile fark edildi.
Gençlik yıllarında geldiği İstanbul’da Mahzuni Şerif’in, Davut Sulari‘nin deyişleriyle tanıştı. İlk söylediği deyişlerde gerek saz çalış gerekse okuyuş itibarıyla Davut Sulari’nin tesiri görülür. Davut Sulari’nin kendine özgü bolca hançere hareketlerini içeren tavrından uzun süre kurtulamayan Akarsu, kendi deyişlerinde de bu tavrı-kısa bir süre de olsa- denemiştir. Daha sonraları deyişlerinde ve deyiş söyleme tavrında Sulari’nin etkisinden kurtulmuş olduğu görülür. 1970’lerden itibaren devrin etkili aşığı Mahzuni Şerif’in izleri belirir Akarsu’da… Uzunca bir süre Mahzuni’nin deyişlerini çalar, okur. Ayrıca Alevi-Bektaşi aşık geleneğinden de kopmaz. Pir Sultan, Kul Himmet benzer biçimde büyük ozanların birçok deyişini geleneksel kalıplardan çıkmadan seslendirir.
1980’li yıllarda ise Akarsu, artık kendi kimliğini bulur. O güne kadar usta malı deyişlerle kendini gösteren Akarsu, 80’lerin başından itibaren deyişlerindeki anlatımı kuvvetli, bağlamasına hakim ve sesini deyiş tavrında kullanabilen bir sanatçı görünümündedir. Bu seneler adeta parladığı senelerdir Akarsu’nun… “Muhabbet” serisinin her yapıtında yer alır. Eserleri çeşitli türlerde şarkı söyleyen sanatçılar tarafınca okunması mümkün. Sadece sanatının en verimli ve olgun döneminde yaşama veda eder (2 Temmuz 1993, Sivas Madımak Oteli yangını). Ardında ise milyonlarca seveni ile beraber 100’den fazla kırkbeşlik plak, 4 uzunçalar, 20 kaset ve yüzlerce deyiş bırakır.
Muhlis Akarsu’nun yapıtlarına bakıldığında, tümünün lirik bir ifadeyle yapıldığı ve söylendiği derhal fark edilir. Repertuarının büyük bir bölümünde aşk ve sevda deyişlerine yer verdiği görülür. Akarsu’nun yar üstüne söylediği, feleğe çattığı, gurbete içerlediği, ayrılığa üzülmüş olduğu yüzlerce deyişi vardır.
Deyişlerinde toplumsal mevzulara da kayıtsız kalmaz; sadece bu, sevgi üstüne söylediği deyişler kadar fazlaca öne çıkmaz. Birkaç deyişinde cahilliğe, köleliğe, yoksulluğa başkaldırdığı görülür.
Alevi-Bektaşi edebiyatının ve müziğinin deyiş türüyle ünlenen aşığı Muhlis Akarsu’nun Pir Sultan Abdal ve Karacaoğlan tesirindeki tavrını devamlı duymak mümkündür. Muhlis Akarsu’nun eserlerini dinledikçe hakikaten de akarsu benzer biçimde çağlayan sesini hissedecek ve onu sevgiyle anacağız. Ruhu şad olsun.
Muhlis Akarsu Şiirlerinden Örnekler
Nenni Nenni
Bunca gamın bunca derdin içinde
Yaşamak bizlere zor nenni nenni
Sizden umudumu kesmem erenler
Elbet bir çaresi var nenni nenni
Üstümüzde duman vardır dağ benzer biçimde
Her taraftan kuşatmış sanki ağ benzer biçimde
Sonbahar erişince bozulmuş bir bağ benzer biçimde
Ne hallara düştük gör nenni nenni
Eğil gel akarsu gel hakka eğil
Bir kere ağ yara vermedin eğilim
Kabahat bizim sevdiğim kimsede değil
Gelmişiz dünyaya kör nenni nenni
Yoruldum Yorgunum
Yoruldum yorgunum fazla gidemem
Neler etti kahır beni zulm beni
Kolay değil ben bu derdi çekemem
Zalimin elinde koydu hal beni
Arsız değilidim arsız ettiler
Saldılar gurbete yurtsuz ettiler
Yardan ayırdılar yarsız ettiler
Şimdi gizli saklı gizli saklı kınar el beni
Akarsuyu aşka yaktı yaradan
Yaşam bigün benzer biçimde geçti aradan
İşte geldim gidiyorum dünyadan
Oturmuş bekliyor kuru sal beni
Pazarlık Edelim Alim Seninle
Pazarlık edelim Alim seninle
İki cihan senin haydar olsun sen benim
Hayrını gör imanınla dininle
Hatmin Kur’an senin olsun sen benim
Ayıp değil midir ademe minnet
Başına çalınsın haydar hurili aden
Dostluk pazarında olma muhannet
Huri kılman senin olsun sen benim
Akarsuyum bu şekilde vereyim dursun
Senin aşkın onu yaksın kavursun
Anladım alimsin canımsın nursun
Kanber selman senin olsun sen benim
Sen Yaralı Değilsin ki
Zalim felek duymadın mı sesimi
Sen yaralı değilsin ki bilesin
Bilemezsin matemimi yaşımı
Sen yaralı değilsin ki bilesin
Gurbet elde günde ömrüm çürüyor
Eller beni bir çaresiz biliyor
Akarsuya gelen bir tas vuruyor
Sen yaralı değilsin ki bilesin
Ey Sevdiğim Sana Şikâyetim Var
Ey sevdiğim sana şikayetim var
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin
Ben de bir insanım bir de canım var
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin
Hainsin oy zalimsin oy nedeyim oy
Eski günler hayalimden gitmiyor
Dün söylediğin bugünkünü tutmuyor
Yiğidim ya sana gücüm yetmiyor
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin
Hainsin oy zalimsin oy nedeyim oy
Akarsuyum bu şekilde miydi ahtımız
Onun için viran oldu tahtımız
Umudum yok gülmez artık bahtımız
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin
Hainsin oy zalimsin oy nedeyim oy
Ağlama Gülüm
Günler gelir geçer boşa
Ağlama gülüm ağlama
Yazılan mı gelir başa
Ağlama gülüm ağlama
Bigün kara günler biter
Üzme beni artık yeter
Kavuşmamız gelir çatar
Ağlama gülüm ağlama
Yaktın akarsuyu yaktın
Gurbetten gurbete attın
Öldürmekten beter ettin
Ağlama gülüm ağlama
Deli misin Divanemi Sevdiğim
Her gün başka bir taraftan esersin
Deli misin divanemi sevdiğim vah beni beni
Ne dedim de benden ayrı gezersin
Deli misin divanemi sevdiğim
Yüreğimde açan gülümdün benim
Aşkın deryasında salımdın benim ah beni
Dünyada kanadım kolumdun benim
Deli misin divanemi sevdiğim
Akarsuyu bilmiyorum bu şekilde mi sevdin
Aşkın ateşiyle sinemi deldin ah beni beni
Benim bu halıma sen sebep oldun
Deli misin divane mi sevdiğim