NASA, bazı ülkelerin gökyüzünde ‘bulut’ oluşturuyor! Peki neden?

Suni bulutlar, halk içinde bazı komplo teorilerinin havalarda uçuşmasına sebep olan, NASA tarafınca oluşturulan bilimsel bir çalışmanın ürünü. Düzgüsel bir ferdin bu deneyleri anlamdırmakta zorlanması elbet makul karşılanabilir. Peki bu emek verme nedir, tam olarak neye hizmet ediyor?

Ilk olarak NASA’nın bazı ülkelerin gökyüzünde suni bulut yaratması, fena niyetli bir komplonun uzantısı olarak kabul edilmemeli. Bu, Dünya’nın üst atmosferine ilişkin daha çok bilgiye ulaşmamızı amaçlayan bilimsel bir gözlem. Bu suni bulutlar, Dünya yüzeyinden ortalama 80 ila 400 kilometre yükseklikte bulunan yüksek irtifa sondalarından havaya salınan kimyasal bileşikler ile üretiliyor.

Bu deneylerde kullanılan en temel kimyasal madde, suni buğu içinde görünecek şekilde bir ışık tesiri yaratan Tri-metil alüminyum (TMA). NASA, bu bileşiklerin çevreye ve Dünya’daki yaşam popülasyonu adına tamamen zararsız bulunduğunu güvence ediyor. Aslına bakarsak bu tür bileşikler, mesela baryum, lityum ve alüminyum bileşikleri, havai fişeklerin içinde bulunuyor. Özetle NASA’nın suni bulut üretiminde kullandığı bileşiklere, aslen günlük hayatımızdaki bazı etkinlikler vasıtasıyla esasen aşinayız.

NASA’nın suni bulut deneyini bir perspektife oturtmak gerekirse; sondalardan havaya ortalama 0,4 kilo araç-gereç salınıyor. Bu araç-gereç, averaj bir havai fişek gösterisinde kullanılan miktardan oldukça daha azına eşdeğer. Ek olarak bu suni bulutlar, yerden averaj 9 ila 13 kilometre yükseklikte seyreden ticari uçakların oldukça daha yükseğinde oluşturuluyor.

Atmosferdeki gizemlerin açığa çıkarılması hedefleniyor

NASA’nın bulut tohumlama (oldukça ufak parçacıklardan oluşan bir tohumlama maddesinin Aşırı Soğutulmuş Su (SLW) ile mevcud bir bulut oluşumu için salındığı fizyolojik bir süreç) deneylerinin temel amacı, üst atmosfer olan ekzosferdeki hareketleri incelemek. Bilim adamları, renkli ve takip edilebilir bulutlar yaratarak atmosferik akımları ve örüntüleri eşi benzeri olmayan bir hassasiyetle gözlemleyip çözümleme edebiliyor. Bu araştırma, Dünya’nın yakın uzay ortamının temel dinamiklerinin anlaşılması açısından da oldukça mühim.

Bu deneyler, bilim adamlarının aşağıdakileri araştırmasına destek oluyor:

  • Değişik atmosferik bölgeler arasındaki kütle ve enerjinin taşınımı
  • Güneş aktivitesindeki değişikliklere verilen tepkiler
  • Ekzosferde bulunan yansız ve iyonize gazlarının arasındaki etkileşimler

Meydana getirilen araştırmalar, tropikal fırtınalarda tespit edilen yeni tip gama ışını emisyonları benzer biçimde öteki NASA çalışmalarını tamamlayarak atmosferik vakalara ilişkin informasyon dağarcığımızı daha da genişletiyor.

Küresel erişim ve tesir

Bulut tohumlama deneylerini tek bir yerle sınırlamayan NASA, her bir deneyin kendine özgü hedefine bağlı olarak dünya genelinde çeşitli kalıcı ve uzak fırlatma alanlarından sondaj roketleri fırlatıyor. Bu küresel misyonu, NASA’nın değişik bölgeler ve koşullardaki atmosferik dinamiklerin kapsamlı bir halde incelemesine destek oluyor.

Kısa sürede Norveç üstünde deneyler gerçekleştiren NASA’nın hemen hemen Fransa üstünden fırlatma yapmak benzer biçimde bir planı bulunmuyor. Meydana getirilen faaliyetlerle ilgili şeffaflığını her daim korumuş olan NASA, fırlatma sahaları ve devam eden görevler hakkında kamuoyuna informasyon vermeye devam ediyor.

Bazı yanlış anlamaların giderilmesi

Bu deneyler temelinde bilimi barındırıyor olsa da sık sık yanlış yorumlamalar ya da komplo teorileri ile ilişkilendirilebiliyor.

Uydu teknolojisine olan güvenimiz yardımıyla giderek daha mühim hale gelen uzay atmosferine dair bilgilerimize yenilerini eklemeyi amaçlayan NASA’nın bu alanda yapmış olduğu araştırmalar, güneşteki aktiviteler ve bunun Dünya atmosferi üstündeki etkilerine ilişkin devam eden çalışmalarla yakından ilgili.

Netice olarak NASA’nın suni bulutlar yaratması, üst atmosfere ilişik gizemlerin çözülmesini amaçlayan son teknoloji ile donatılmış bir bilimsel emek vermeyi temsil ediyor. Gizli saklı saklı yapılmayan bu deneylerin saydam ve çevre açısından güvenli olması, Dünya’nın yakın uzay ortamına ilişkin ufkumuzu aydınlatması açısından da oldukça mühim. Bu suni parlak bulutlar gezegenimizin atmosferinin karmaşık yapısını keşfetmemizi sağlarken, dünyamız ve ötesi hakkında daha çok bilgiye ulaşmamızın kapısını aralıyor.


Kaynak: DailyGalaxy / Yaratı Şahin tarafınca yerelleştirildi

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer