Uzayın en büyüleyici görüntüsünü seçmek zor. Fakat pek fazlaca gökbilimci 1995 senesinde NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu tarafınca meşhur edilen Yaratılış Sütunları’nı daima ayrı bir yere koyuyor.
NASA’daki bilim adamları, ortalama 6 bin 500 ışık yılı uzaklıktaki devasa Kartal Nebulası’nın kalbinde yer edinen bu kozmik mucizenin bir 3D turunu hazırladı.
Bu video artistik bir görüntüden ziyade, Hubble Uzay Teleskobu ve evreni kızılötesi ışıkta görüntüleyen James Webb Uzay Teleskobu da dahil olmak suretiyle bir takım gözlemevinden elde edilmiş gerçek bilimsel verilere dayanıyor. Videoda ek olarak Chandra Gözlemevi ve emekliye ayrılan Spitzer Uzay Teleskobu’ndan elde edilmiş görüntüler de yer ediniyor.
Baltimore’daki Uzay Teleskopu Bilim Enstitüsü’nden Frank Summers, “İzleyiciler sütunların yanından ve arasından geçerek onun üç boyutlu yapısını deneyimliyor ve Hubble ile Webb verileri arasındaki farkı görüyor. Video, aynı nesnenin değişik taraflarını gözlemlemek için niçin birden fazla uzay teleskobuna ihtiyacımız bulunduğunu ortaya koyuyor” diyor. Hem de bu görsel emek harcama seyircilere yıldız oluşumunun iyi mi gerçekleştiğine dair genel bir düşünce vermeyi hedefliyor. Summers’ın gelecek ay Berlin’de düzenlenecek Internasyonal Planetaryum Topluluğu Konferansı’nda bir sunum yapması umut ediliyor.
Summers yapmış olduğu açıklamaya şöyleki devam ediyor: “Yıldızlar, aslına bakarsak yıldızları oluşturan toz sütunlarının oluşmasına destek oluyor. Daha büyük bir ölçekte ise devasa bir toz bulutu olan Kartal Nebulası’nın içinde yıldızlar oluşuyor. Bu etkileşim, yıldız oluşumunun iyi mi gerçekleştiğine dair daha anlaşılır bir tablo çiziyor.”
Yıldızlararası gaz ve toz bulutu olan Yaratılış Sütunları, çoğunlukla yakındaki sıcak, genç yıldızların morötesi radyasyonuyla aşınan ufak karbon ve hidrojen toz taneciklerinden oluşuyor. Güneş sisteminden fazlaca daha büyük parmak benzeri yapılar, sütunların tepesinden dışa doğru uzanıyor. Bu parmakların içinde embriyonik yıldızlar gömülü olabilir. En uzun sütun, tam üç ışık yılı süresince uzanıyor.
Video, Samanyolu’ndan Yaratılış Sütunları’na doğru bir yakınlaştırma ile başlıyor ki bu 10 bin kattan daha çok bir büyütmeye denk geliyor. Bir tek birkaç yüz bin yaşlarında olan yeni yıldızlar, Webb’in kızılötesi görüntüsü yardımıyla bulutun kenarlarından yakut şeklinde parlıyor. İzleyiciler sütuna yaklaştıkça bebek bir protostar görüyor. Sütunların ‘parmaklarından’ birinin ucunda parlayan yepyeni bir yıldız var. Sol sütunun üst kısmına yakın bir yerde ise yeni dünyaya gelen bir yıldızdan fırlayan diyagonal bir jet görülüyor. Jet, yıldızın doğuşunun bir kanıtı olsa da seyirciler yıldızın kendisini göremiyor. Bu yeni perspektif, bilim adamlarına bebek yıldızların milyonlarca yıl süresince ‘kozalarından’ iyi mi çıktığını daha net görme imkânı veriyor.
Elisha Sauers, Mashable’da editör. Ek kaynak: NASA