Kategoriler: Genel

Neşet Ertaş Kimdir? – Türk Dili ve Edebiyatı

Neşet Ertaş, (D: 1938, Kırtıllar Köyü, Çiçekdağı, Kırşehir – ö. 25 Eylül 2012, İzmir) Ozan. “Bozkırın Tezenesi” olarak da bilinir. Kırşehir Abdal’larındandır.

Neşet Ertaş

Neşet Ertaş, 1938 senesinde Kırşehir’in Çiçekdağı (Akpınar) kazasının Kırtıllar Köyünde hayata merhaba dedi. Babası Türkmen-Abdal müzik geleneğinin üstadı Muharrem Ertaş, anası Kırıkkale Keskin kazasının Hacıaliobası köyünden Döne Ertaş.

Babası Muharrem Ertaş’ın Türkmen-Abdal müzik ve bozlak geleneğini devam ettirdi. Bölgesel (yöresel) unsurları taşıyan müziği yaşamış olduğu yörenin dışına çıkardı, ülke genelinde ve hatta yurt haricinde bilinmesini ve tanınmasını sağlamış oldu.

Sanatında en fazlaca etkilendiği kişinin babası Muharrem Ertaş bulunduğunu söyler:

“Sanatımın yüzde doksanını babama borçluyum. Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.

25 Eylül 2012 tarihinde İzmir’de tedavi görmüş olduğu hastanede yaşamını yitirmiştir.

Neşet Ertaş’ın Eserleri

Tek parçalar:

1957-1979 yılları aralığında yapmış olduğu plak/albümlerden bazıları şunlardır:

  • Aşk Elinden Ağlayan
  • Bir Leyla Misali
  • Ceylan
  • Çoban
  • Diloyloy Halay Havası (Köprüden Geçti Gelin)
  • Engeller Koymuyor Yar Sana Varsam
  • Giyindim Kuşandım Gittim Düğüne
  • Hareli Gelin
  • Hasta Düştüm
  • Kıbrıs Destanı
  • Sar Leyla Leyla
  • Şeytanın Atına Binip Yeldirme
  • Tor Şahin Misali
  • Uyma Sakın
  • Varıp Bir Kız On Yaşına Değince
  • Vefasız Yar Aşkına (vay bana vah bana)
  • Yardan Tatlısı Bulunmaz
  • Yolcu …

Albümleri:

  • 1957: Niçin Acayip Acayip Ötersin Bülbül
  • 1960: Gitme Leylam
  • 1979: Türküler Yolcu
  • 1985: Sazlı Oyun Havaları
  • 1987: Türkülerle Yaşayan Efsan/ Deyişler Bozlaklar Türküler
  • 1988: Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde
  • 1988: Kendim Ettim Kendim Buldum
  • 1988: Kibar Kız
  • 1989: Hapishanelere Güneş Doğmuyor
  • 1989: Sazlı Sözlü Oyun Havaları
  • 1990: Gel Gayri Gel
  • 1992: Şirin Kırşehir
  • 1993: Kova Kova İndirdiler Yazıya
  • 1995: Seçmeler 2
  • 1995: Seçmeler 3
  • 1995: Seher Vakti
  • 1995: Altın Ezgiler 3
  • 1995: Benim Yurdum
  • 1997: Nostalji 1
  • 1998: Ölmeyen Türküler 2
  • 1999: Ölmeyen Türküler 3
  • 1998: Gönül Yarası

Neşet Ertaş Külliyatı:

  • 1999: Zülüf Dökülmüş Yüze 1/ Kayıt zamanı:1969-1974
  • 1999: Gönül Dağı 2/ Kayıt zamanı: 1969-1974
  • 1999: Zahidem /3
  • 1999: Neredesin Sen/4
  • 2000: Garibin Dünyada Yüzü Gülemez 5 /Kayıt zamanı: 1969-1974
  • 2000: Niye Çattın Kaşlarını/ 6 Kayıt zamanı: 1969-1974
  • 2000: Çiçekdağı /7 Kayıt zamanı: 1969-1974
  • 2000: Ayaş Yolları/ 8
  • 2000: Sevsem Öldürürler /9 Kayıt zamanı: 1974-1986
  • 2000: Ağla Sazım /10 Kayıt zamanı: 1974-1986
  • 2000: Hata Benim/ 11
  • 2001: Dostlara Merhaba /12
  • 2001: Sabreyle Gönül /13
  • 2002: Yar Gönlünü Bilenlere /14
  • 2002: Vay Vay Dünya/ 15
  • 2003: Gurban Olduğum/16
  • 2008: Neşet Ertaş 2008/17

KENDİ AĞZINDAN HAYAT HİKAYESİ

Bin dokuz yüz otuz sekiz cihana
Gırşehir’in Gırtıllar köyünde geldin dediler
Babama Muharrem, anama Döne
Dediysen atayı bildin dediler

Dizinde sızıydı anamın derdi
Tohacı saz yapmış oldu elime verdi
Yeni bitirdiydim üçünen dördü
Baban şeklinde sazcı oldun dediler

O vakit babamdan öğrendim sazı
Engin gönül ile Hakk’a niyazı
O yaşımda yaktı bir ahu gözü
Mecnun şeklinde çölde kaldın dediler

Zalım yazgı devranını dönderdi
Tuttu bizi Çiçekdağı’nın İbikli’ye gönderdi
Babam saz çalarken bana zil verdi
Oynadım meydanda köçek dediler

Anam Döne İbikli’de ölünce
Tam beş tane öksüz yetim kalınca
Beşimiz de hep perişan olunca
Babamgile burdan göçek dediler

Yürüdü göçümüz Yozgat’ın Kırıksohu Köyüne doğru
Bu hali görenin yanıyor bağrı
Üç aylık çoçuğun çekilmez kahrı
Bunlara bir ana bulun dediler

Yozgat’ın Kırıksoku Köyü’ne vardık
Bizlere ana yok mu diyerek sorduk
Adı Arzu derler bir ana bulduk
İşte bu anadır buldun dediler

En ufak gardaşı yitik eyledik
Onun için gizli saklı gizli saklı ağladık
Üstelik babamı asker eyledik
Gine öksüz yetim kaldın dediler

Zalım yazgı tebdilimizi şaşırttı
Heybe verdi dalımıza deşirtti
Yardım etti Yozgat’ın Yerköy’üne göçürttü
Birazcık da burada kalınca dediler

Yerköy’den Kırıkkale’ye geldik
Babam saz çalarken biz cumbuş aldık
Kırşehir’e varınca kemanı çaldık
Aferin dost çaldın dediler

Yarin aşkı ile arttı hep derdim
Babamı bir yâre dünür gönderdim
Başlığı fazlaca istemişler haberini aldım
İstemiyor seni yârin dediler

Kırşehir’de yedi yıl kalınca
Düğün muntazam hepsi bizlere erişince
Burada her insana yer daralınca
Ankara’ya gider yolun dediler

Ankara’da (sünnetçi) Veysel Usta’yı buldum
Epeyce eğleştim, evinde kaldım
Bana yüz lira verdi bir pamuk yatak aldım
Etti isen bu şekilde buldun dediler

Bir ev kiraladım münasip yerde
Kaldı kavim kardaş hep Kırşehir’de
Bu aşk hançerini vurdu derinde
Çaresini bulamazsan ölüm dediler

Yârin aşkı ile döndüm şaşkına
Arada içerim yârin aşkına
Canan acımaz mı acayip dostuna
Bunu da içeriye alın dediler

İKİ BÜYÜK NİMETİM VAR

İki büyük nimetim var
Biri anam biri yarim
İkisine de hörmetim var
Biri anam biri yarim

Ana deyip de geçilmez
O yar anadan seçilmez
İkisine de kıymet biçilmez
Biri anam biri yarim

Birisi var etti beni
Birisi yar etti beni
İkisinin de birdir yari
Biri anam biri yarim

AYVA TURUNÇ NARIM VAR

Ayva turunç narım var
Benim ah ü zarım var
Hep derdinden ağlarım
Bir vefasız yarim var

Al almayı ver narı
Ağlarım zarı zarı
Sav günlerde gönderin
O ahu gözlü yari

Ayva turunç nar bende
Aldı aklım yar bende
Asla melhem kar eyleme
Yar yarası var bende

Ayva turunç neyleyim
Halimi arz eyleyim
Aslına bakarsanız bende şans yok
Ta küçükten böyleyim

GÖNÜL DAĞI

Gönül Dağı yağmur yağmur boran olunca
Akar can özümde sel gizli saklı gizli saklı
Bir tenhada can cananı bulunca
Sinemi yaralar dil gizli saklı gizli saklı

Dost elinden gel eğer olmazsa varılmaz
Rızasız bahçanın gülü derilmez
Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez
Gönülden gönüle yol gizli saklı gizli saklı

Seher vakti acayip acayip bülbül öterken
Kirpiklerin oku cana batarken
Cümle evren uykusunda uyurken
Kimseler görmeden gel gizli saklı gizli saklı

YARE GİDEM

Yare gidem yare gidem
Yareliyim nere gidem
Bu derdimin dermanını
Almaya ben yare gidem

Saçlarını ben öreyim
Buna dayanmaz yüreğim
Seni vermem Ezraile
Ben öleyim ben öleyim

Yar elinde yar elinden
Yareliyim yar elinden
Dermansız bir derde düştüm
Dermanı var yar elinden

DOYULUR MU?

Tatlı dile güler yüze
Doyulur mu doyulur mu
Aşkınan bakışan göze
Doyulur mu doyulur mu

Doyulur mu doyulur mu
Canana kıyılır mı
Cananına kıyanlar
Hakkın kulu sayılır mı

Zülüflerin dökse yüze
Yar badeyi sunsa bizlere
Lebleri meyime meze
Doyulur mu doyulur mu

Hem bahara hemi yaza
Yarın ettikleri naza
Yar aşkına çalan saza
Doyulur mu doyulur mu

Garibim geldik gitmeze
Muhabbetimiz bitmeye
Yar île söyleşi etmeye
Doyulur mu doyulur mu

DELİ BORAN

uzak yoldan geldim hasretim için
hani nerde babam muharrem nerde
yaralı bülbülüm ses vermez niçin
yüreği yanığım o kerem nerde

o acayip gönüllüm,dertli bakışlım
feleğin elinde sinesi taşlım
yüreği yaralım,gözleri yaşlım
gönül evi yıkık,viranım nerde

fetholurdu feryadını dinleyen
feryadı içinde derdin anlayan
kuşlar şeklinde viranede inleyen
ecinnice deli boranım nerde

okula gidemedim bu dert benimdi
hemi benim derdim,hem babamındı
hemi babam,hemi öğretmenimdi
geribim dersimi verenim nerde

ANAM AĞLAR

Anam ağlar başucumda oturur
Derdim elli iken yüze yetirir
Bu dert beni yiye yiye bitirir

El çek doktor el çek benim yaramdan
Ölürüm kurtulmam ben bu yaradan

Anama babama yüzüm kalmadı
Bir su ver demeye yüzüm kalmadı
Doktora tabibe lüzum kalmadı

El çek doktor el çek benim yaramdan
Ölürüm kurtulmam ben bu yaradan

EVVELİM SENSİN

Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım

Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Sözüm yok şu benden kırıldığına
idip başka dala sarıldığıma
Gönülüm inanmıyor ayrıldığına

Gözyaşım sen oldun kahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim

Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

HAPİSANELERE GÜNEŞ DOĞMUYOR

Hapisanelere güneş doğmuyor
Geçiyo bu ömrüm de günüm dolmuyor
Eşim dostum asla yanıma gelmiyor
Yok mu hapisane beni arayan
Bu zındanda ölem can gardiyan

Birer birer yoklamayı yaparlar
Akşam olur kapıları kaparlar
Bitmiyo geceler, olmaz sabahlar
Yok mu hapisane beni arayan
Bu zındanda ölem can gardiyan

Anamdan doğalı acayip kalmışım
Acı hapisane aha genç yaşım
Benim zındanlarda neydi işim
Yok mu hapisane beni arayan
Bu zındanda ölem can gardiyan

KÜSTÜRDÜM GÖNLÜMÜ

Küstürdüm gönlümü güldüremedim
Baharım sonbahar oldu yazım kış oldu
Gönüle yarimi balduramadım
Baharım sonbahar oldu yazım kış oldu

Şu fani dünyada murad almadan
Eller şeklinde şad olup da gülmeden
Ellerin bağında gülü solmadan
Baharım sonbahar oldu yazım kış oldu

MÜHÜR GÖZLÜM

Mühür gözlüm, seni elden,
Sakinirim kıskanırım
Uçan kustan esen yelden
Sakınırım kıskanırım..

Yagan kardan, esen yelden
Sakınırım kıskanırım..

Havadaki turnalardan,
Su içtigim kurnalardan,
Giyindigim urbalardan
Sakınırım kıskanırım..

Besikte yatan kuzudan,
Hem oglundan hem bakış açısından,
Ben seni, senin bakış açısından,
Sakınırım kıskanırım..

Al izzet’i oncalardan,
Elindeki goncalardan,
Yerdeki karıncalardan
Sakınırım kıskanırım..

YOLCU

Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyayı gönül verdin mi
Kimi büyük kimi böcek kimi kurt
Merak edip asla birini sordun mu

İnsan ölür fakat uruhu ölmez
Bunca mahlukat var asla biri gülmez
Cehennem azabı zor olsa gerek çekilmez
Azap çeken hayvanları gördün mü

İnsandan doğanlar insan olurlar
Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepisi de bu dünyaya gelirler
Ana haktır sen bu sırra erdin mi

Vade tekmil olup yaşam dolmadan
Emanetçi emanetin almadan
Ömrünün bağının gülü solmadan
Varıp bir canana ikrar verdin mi

Acayip bülbül şeklinde feryad ederiz
Bilgisizlik elinde küsmü kederiz
Hep yolcuyuz bu şekilde gelir gideriz
Dünya senin vatanın mı yurdun mu

AHU GÖZLERİNİ SEVDİĞİM

Ahu gözlerini sevdiğim dilber
Sana bir sözüm var diyemiyorum
Sırrımı ellere veremiyorum
Derdimi ellere diyemiyorum

Helal olsun al yanaktan aldığım
El uzatıp gonca gülün derdiğim
İnce belini tatlı dilini sevdiğim
Kırılsın kollarım duramıyorum

Al yanaktan aldıracağım azıktır
Tarama zülfünü gönlüm bozuktur
Öksüzüm garibim bana yazıktır
Destursuz yanına varamıyorum

ACEM KIZI

Çırpınıp da şan ovaya çıkınca
Eylen şan ovada kal Acem Kızı
Uğrun uğrun kaş altında bakarken
Can telef ediyor gül Acem Kızı

Seni saran oğlan neylesin mal
Yumdukça bakış açısından döker mercanı
Burnu fındık ağız kahve fincanı
Şeker mi şerbet mi bal Acem Kızı

NEREDESİN SEN

Şu acayip halimden bilen işveli nazlı
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen
Datlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen

Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen
Tüm dertlerim anlayıp gönlümü bilen
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen

Sinemde gizli saklı yaramı kimse bilmiyo
Hiçbir doktor bu yarama melhem olmuyo
Boynu bükük bir Garibim yüzüm gülmüyo
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen

NE GÜZEL YARATMIŞ

Ne güzel yaratmış seni yaradan
Esmesin sevdiğim yeller incidir
Güzelsin sevdiğim gülden goncadan
Uzanmasın sana yar yar eller incidir

Kipriklerin oktur kaşın yay kimi
Gözlerin aklımı etti zay gimi
Cemalin güneşe benzer yüzün ay gimi
Değmesin zülüfler yar yar teller incidir

BİLEMEDİM KIYMETİNİ KADRİNİ

bilemedim kıymatını kadrini
hata benim günah benim kabahat benim
eliminen içtim derdin zehrini
hata benim günah benim kabahat benim

bir günden bir güne sormadım seni
körümüş gözlerim görmedim seni
boşa mecnun eylemişim ben beni
hata benim günah benim kabahat benim

bilirim suçluyum gendi özümde
gel desem gelirdin benim izimden
her ne çekti isen benim yüzümden
hata benim günah benim kabahat benim

sana karşı benim bir sözüm yoktur
haklısın sevdiğim kararın haktır
garibim derdimin dermanı yoktur
hata benim günah benim kabahat benim

NEYLEDİN DÜNYA

aydost diyince yeri göğü inleten
muharrem usta’ydı bunu dinleten
gönül kırmazdı bilerekten,bilmeden
insan velisini neyledin dünya

sazını çalarken kendinden geçen
gönülden gönüle kapılar açan
aşkın dolusunu nefessiz içen
gönül delisini neyledin dünya

garibim babamdı muharrem usta
bilirim aşıktı sevilmiş olduğu dosta
“sazımın emaneti..” diyen son olarak nefeste
sazın ulusunu neyledin dünya

AŞKIN BENİ DELİ EYLEDİ

Aşkın beni deleyledi
Yaktı yaktı kül eyledi
El alemi kul eyledi
Yar beni beni…

Mecnunum sahra içinde
Yunusum derya içinde
Eyübüm yara içinde
Sar beni beni…

Aslı’yısan Kerim’i bul
Derde derman vereni bul
Acayip şeklinde viranı bul
Sar beni beni…

ÇİÇEK DAĞI

Çiçekdağı derler de, var mı sana zararım
Yâr yitirdim uğrun uğrun ararım
Üç güneydi benim kavli kararım
Beş gün oldu nazlı yârim gelmedi
Derdime bir derman ver Çiçekdağı
Yârim hey, gene mi ben yandım

Hana vardım han değil
Penceresi cam değil
Bugün ben yâri gördüm
Ölürsem de gam değil

Çiçekdağı derler garibin yurdu
Hep orada arttı efkârı derdi
Zâlim felek beni yârden ayırdı
Yârden ayrılması zor Çiçekdağı
Yârim hey, gene mi ben yandım

Nakarat

Çiçekdağı derler methini etmek
Kolaymıdır seni terkedip gitmek of!
Hele şu gurbetin kahrını çekmek
Gel onu da bana sor Çiçekdağı
Şâhım hey, gene mi ben yandım

GEL SEVELİM

Gel sevelim sevileni seveni
Sevgisiz suratlar gülmüyor canım
Nice gördüm dizlerini döveni
Giden yaşam geri gelmiyor canım

Aslı gülmeyenin yüzü güler mi
Sevgisiz muhabbet Hakk’a kıymet mi
Seven insan kaşlarını eğer mi
Zorunan güzellik olmuyor canım

Sevgi haktır seven alır bu hakkı
İçi güler dıştan görünür farkı
Sevmeyene akmaz sevginin arkı
Boş sözle oluklar dolmuyor canım

Bir vakit aşıkken sen de sevmiştin
O anda dünyayı iyi mi görmüştün
Sanki cennetin bağına girmiştin
Çokları bu hakkı bilmiyor canım

Aşkın ateşine yandım alıştım
Bu ateş içinde aşkla tanıştım
Doğru mu yanlış mı deyi danıştım
Sevgisiz hakka kul olmuyor canım

Sevenin içinde yanar ışıklar
Kaybolur karanlık tüm dolaşıklar
Garibim sevenler bunca aşıklar
Boş hayale boşa yelmiyor cenım

KARANFİL SUYU NEYLER

Karanfil suyu neyler (gülüm)
Güzel kokuyu neyler (gülüm)
İki baş bir yastıkta (gülüm)
O göz uykuyu neyler (gülüm)

Le le le le Leylam yar
Hergün akşam bu şekilde yar
Fena isem söyle yar

Karanfil deste gider
Kokusu dosta gider
Sevipte alamayan
Gurbete hasta gider

NİYE ÇATTIN KAŞLARINI

Niye çattın kaşlarını
Bilmiyom yar suçlarımı
Ben ölürsem saçlarını
Yolma gayrı yolma leyli leyli yar

Ben yandım aşkın narına
Meyletmem dünya malına
Ben ölürsem mezarıma
Gelme gayrı gelme leyli leyli yar

Bir garibim düştüm dile
Gerçeklerde olmaz hile
Zalimler elinden bile
Alma gayrı alma leyli leyli yar

YANARIM SENİN AŞKINA

Yanarım senin aşkına
Gel kaçma gel gel
Derdinden döndüm şaşkına
Gel kaçma gel gel

Mecnun’um bu çöllerde
Bülbülüm şu güllerde
Kaldım gurbet ellerde
Gel kaçma gel gel

Hasretin dağlar beni
Gel kaçma gel gel
Zülfüne bağlar beni
Gel kaçma gel gel

ZÜLÜF DÖKÜLMÜŞ YÜZE

Zülüf dökülmüş yüze
Kaşlar yakışmış göze
Usandım bu candan
Dert ile geze geze

Gün hayata merhaba dedi aştı bu şekilde
Gönlümüz coştu bu şekilde
Sen orada ben burda
Ömrümüz geçti bu şekilde

Bu ellerde gez gayri
Yazman ol da yaz gayri
Bir kazma al bir kürek
Mezarımı kaz gayri

Bul-Tikla

Son Yazılar

MacBook’a Netflix indirme nasıl yapılır?

Netflix, geniş film, dizi, belgesel ve program arşivine haiz en iyi çevrimiçi gösterim platformların içinde…

3 saat ago

Rüya Özeti, Konusu ve Karakterleri

Rüya – Ivan Sergeyeviç Turgenyev Karakterler Anlatıcı: Hikâyenin merkezinde yer edinen anlatıcı, adı verilmemiş bir…

3 saat ago

En iyi 7 CD yazma programı

CD yazma programları, dijital dünyada geçmişe köprü kuran, nostaljik bir dokunuş sunan bununla beraber günümüzde…

10 saat ago

Don Toliver – New Drop Şarkı Sözü

[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…

13 saat ago

iPhone’da notları kaybolanlara müjde: Apple çözümü yayınladı

Eğer iPhone cihazınızdaki notlarınız yok olduysa, Apple size bunun için bir çözüm sunuyor. Geçtiğimiz hafta…

16 saat ago

Tarihin en eski tekerlek teknolojisi keşfedildi! Neye benziyorlardı?

Tekerleğin icadı uzun süredir insanlık tarihindeki en büyük atılımlardan biri olarak kabul ediliyor. Sadece şimdi…

23 saat ago