Yapışmaz tavalardan kir tutmayan kanepelere kadar, günlük yaşamımızın bir parçası olan pek oldukca üründe özetlemek gerekirse ‘PFAS’ olarak malum perfloroalkil ve polifloroalkil maddeler kullanılıyor.
Bu maddeler doğada oldukca uzun süre kalabiliyor ve bundan dolayı ‘sonsuz kimyasallar’ olarak adlandırılıyor. 1950’lerden bu yana çeşitli tüketici ve ticari uygulamalarda karşımıza çıkan PFAS değişik sıvı türlerinin karışmasına destek oluyor, yüksek sıcaklıklara karşı koyabiliyor, su ve yağı itebiliyor.
Bilim adamlarına gore sonsuz kimyasalların yaklaşık 15 bin çeşidi var. Her biri değişik bileşime haiz fakat hepsinde minimum iki karbon-flor bağları bulunuyor. Bu son aşama kuvvetli bağlar, PFAS’ın kolay kolay parçalanmadığı anlamına geliyor; dolayısıyla ‘sonsuz kimyasalların’ vücudumuzda ve çevrede onlarca yıl süresince birikmesine ve kalıcı olmasına neden oluyor.
Gezegenimizde devamlı olarak çok büyük miktarlarda PFAS maddesi dolaşıma giriyor. 2020 senesinde (PFAS’ın bir alt grubu olan) floropolimerler satışı sadece Avrupa’da 39 bin tonu aştı. Bu son aşama kalıcı kimyasallar, daha fazlası zincire eklenmeden ilkin bozunma şansı bulamıyor; yağmur suyu ve kar ile topraktan yeraltı sularına kadar her yere karışıyor.
Netice olarak PFAS’lar besin zincirinde ve insanlarda birikiyor. Ve maalesef ondan kaçmak mümkün değil, bundan dolayı nerede ise her yerde. Sadece PFAS ile işlenmiş ürünlerden kaçınarak ve mümkün mertebe alternatif ürünler tercih ederek temasınızı mühim seviyede azaltabilirsiniz.
Birmingham Üniversitesi’nin Çevre Sağlığı bölümünde öğretim görevlisi olan Daniel Drage Conversation’da yayınlanan makalesinde dikkat etmeniz ihtiyaç duyulan dört ürün türünü sıralıyor.
1. Kir tutmayan tekstiller
Halılar, kanepeler, otomobiller… Evimiz ve otomobilimiz en oldukca süre geçirdiğimiz bölgeler ve bu ortamlarda kullanılan kumaşın PFAS ile işlenmesi organik olarak temas riskini artırıyor.
PFAS’a bu ürünlerle temas etmiş tozları yutarak, ek olarak direkt temas ve deri üzerinden emilim yoluyla maruz kalabiliriz. Çoğu zaman kir tutmayan ürünler (PFHxS benzer biçimde) minimum bir PFAS içeriyor.
Halı ve kanepe satın alırken elinizde garantili PFAS içermeyen bir seçenek yoksa en azından fazladan kir tutmayan ürünleri seçmeyin.
2. Besin ambalajları ve yapışmaz pişirme kapları
PFAS paket servis kutuları, yağlı kağıt, plastik kap ve hatta tek kullanımlık tabakların yapımında kullanılıyor. Paket servis ve tek kullanımlık ürünlerden uzak durmak PFAS’a maruz kalma oranınızı da azaltacaktır.
Tertipli olarak kendiniz ve çocuklarınız için öğle yemeği hazırlıyorsanız etiketinde PFAS içermediği belirtilen, tekrardan kullanılabilir kaplar kullanmaya çalışın.
PFAS ek olarak birçok yapışmaz pişirme gerecinde de bulunuyor. Mesela tavaların yüzeyi çizildikçe ve aşınmaya başladıkça PFAS hazırlanmakta olan yiyeceğe bulaşabiliyor.
Tüm yapışmaz tencere ve tavaları derhal atın demiyoruz sadece kaplama dökülmeye başladığı an bu ürünleri paslanmaz çelik yada döküm demir benzer biçimde PFAS içermeyen seçeneklerle değiştirmenizde yarar var.
3. Outdoor giyim ürünleri
PFAS mont, eldiven ve pantolon benzer biçimde outdoor ürünlere su geçirmez özellik kazandırmak için kullanılıyor. Sadece meydana getirilen emek harcamalar, bu maddelerin işlenmiş üründe kalmayıp süre içinde yavaşça dışarı çıktığını ortaya koyuyor.
Günümüzde birçok marka artık PFAS içermeyen seçenekler sunuyor. Siz gene de daha çok informasyon için etiketleri denetim etmeyi dikkatsizlik etmeyin. Ek olarak su geçirmez hususi durumunu yitirmiş eski bir ürünü yine kullanacaksanız PFAS içermediğinden güvenli olun.
4. Kozmetik ürünler
PFAS, fondötenler, kapatıcılar, maskaralar, balsamlar, dudak kalemleri, temizleyiciler, saç ve tıraş ürünleri de dahil olmak suretiyle sıkça kozmetik ürünlerde kullanılıyor. Kısa sürede meydana getirilen bir araştırma kozmetiklerin, PFAS’ın cilt bariyerini aşıp insan vücuduna girme olasılığını artırabileceğini gösterdiğinden bu durum kaygı verici.
Bazı markalar PFAS içermeyen ürünler sunuyor fakat birçok büyük marka hâlâ PFAS içeren kozmetikler üretiyor. Bir ürünü satın almadan ilkin kesinlikle içeriğini okuyun.
Toksik tesirleri hakkında hâlâ bilinmeyen oldukca şey var
PFAS’ın oldukca fazla varyasyonu mevcut, bazıları muhtemelen oldukca azca zarara niçin oluyor ve oldukca kalıcı değil. Bazıları ise tam tersi. Kimi PFAS’lar insanoğlu üstünde toksik tesir yaratma potansiyeline haiz ve kanser, beyin gelişimi, üreme sorunları, hormonal bozukluklar, diyabet ve aşırı kiloluluk ile ilişkilendiriliyor.
Araştırmalara göre hayvanlar da PFAS’ın toksik etkilerine karşı duyarlı canlılar. Bilim adamlarına gore fotosentezi azaltmak da dahil olmak suretiyle çeşitli süreçlere tesir ederek okyanusun karbon döngüsünü bozabilir. Bu da sera gazı emisyonlarının artmasına ve iklim değişikliğine katkıda olmasına niçin olabilir.
PFAS atık yönetimi endüstrisinin 2 milyar dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor sadece remediasyon kolay uygulanabilir bir seçenek değil. PFAS, enerji geri kazanımı amacıyla meydana getirilen yakma işlemi esnasında aşırı yüksek ısı sebebiyle parçalanacaktır. Fakat bu malzemelerin geri dönüşümünü ve tekrardan kullanımını engellediği için pek ideal bir çözüm benzer biçimde görünmüyor.
İngiltere ve Galler’deki su standardını denetleyen DWI, 2022 senesinde güvenli PFAS seviyelerine ilişkin bir kılavuz yayınladı. ABD ise yakın süre ilkin ülke çapında içme suyu limitleri uygulamaya koydu. Elbet bunlar önemli adımlar. Sadece insanların PFAS ile temasını azaltmanın en iyi yolu onu piyasadan tamamen silmek. Ve bunun epey süre isteyen bir süreç olduğu aşikâr. Seri üretimden ilkin ciddi önlemler alınması ve bu kimyasalların daha iyi bir güvenlik anlayışıyla yapım edilmesi gerekiyor.
Birmingham Üniversitesi’nden Daniel Drage’in Conversation’da yayınlanan makalesinden Türkçeleştirildi.