Salih Bolat (D: 3 Temmuz 1956, Adana – Ö: 13 Şubat 2022, İstanbul) Ozan, yazar.
Salih Bolat, 3 Temmuz 1956’da Adana’da hayata merhaba dedi. İlkokulu ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonrasında, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nin Toplumsal Siyaset Kısmı’nü tamamlamış oldu. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Kısmı’nde yüksek lisans ve doktora programlarını tamamladı. Ankara Üniversitesi, İletişim Fakültesi’nden emekli oldu (2004). Beykent Üniversitesi, Beyazperde-TV bölümünde öğretim üyesi.
Edebiyat yaşamına Yeni Adana gazetesinin kültür sanat sayfasında öyküler yazarak başladı (1974). Adana’da, dostlarıyla beraber Koza adlı dergiyi çıkardı (1975).
İlk şiirini bu dergide yayımladı. 1977-1980 yılları aralığında, Ankara’da piyasaya çıkan Yapıt dergisinin ve Halk Evleri Genel Merkezi’nin yazı kurulu üyeliğinde bulunmuş oldu. 1982-1983 yıllarında, gene Ankara’da piyasaya çıkan Petek dergisinin yazı kurulu üyeliğinde bulunmuş oldu. 1984-1986 yıllarında, Yarın dergisinin çalışmalarına katıldı. 1995 senesinde, Cem Savran ile Promete dergisini kurdu.
1980 yılı başlarından itibaren Yeni Olgu, Oluşum, Edebiyat 81, Türkiye Yazıları, Süreç, Yeni Düşün, Varlık, Şov, Düşler, Şiir-lik, Edebiyat ve Eleştiri, Defter, E, Kaçak Gösterim şeklinde dergilerde şiirler ve yazılar yayımladı.
1995-1997 yıllarında Siyah Beyaz gazetesinde, “Duygusal Düşünceler” adlı köşede yazdı. Bu yazılarından seçtiklerinin de yer almış olduğu yazılarını, daha sonraki yıllarda, aynı adla bir kitapta topladı.
1996 senesinde, Radyo C’de “Şiir Penceresi” adlı programı yapımcı ve sunucu olarak yürüttü. Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nün ve Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nün seçici kurul üyeliklerinde de bulunan Salih Bolat, Edebiyatçılar Derneği’nin ve Türkiye Yazarlar Sendikası’nın Yönetim Kurulu Üyeliğinde de vazife aldı. İstanbul Beykent Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Beyazperde-TV Kısmı’nde öğretim üyesi olarak çalıştı.
“Sınır ve Sonsuz Bolat’ın ana kaynağından, yaşantıdan kopmadığını gösteriyor. Gerçekliğin dış gözlemle verilmesinden kalkarak, yaşantıyı derinlerde dinlendirdikten sonrasında bir bileşime dönüştürme çabası diye özetleyebileceğimiz şiir serüveninin yeni bir konağı. Bolat’ın şiiri gelişiyor, temel özelliklerini koruyarak üçüncü kitabı Sınır ve Sonsuz’da yeni bir aşamaya varıyor. Sınır ve Sonsuz yazdığı kadar yazmadığı ile de dolgun, düşündürücü, peşinden gelecek yeni aşamaları merak ettiren bir kitap”
(Sınır ve Sonsuz’un Arka Kapağından, Kemal ÖZER)
Salih Bolat’ın Eserleri
Şiir:
- Yaşanmış olan (Yaba / Ankara 1983)
- Bir Afişin Önünde (Varlık / İstanbul 1986)
- Sınır ve Sonsuz (Varlık / İstanbul 1988)
- Karşı karşıya gelme (Zirve / Ankara 1992)
- Uzak ve Eski (Era / İstanbul 1995)
- Gece Tanıklığı (Informasyon Yayınevi / İstanbul 2000)
- Açılmış Kanat (Papirüs / İstanbul 2004)
- Kanıt (Varlık / İstanbul 2006)
- Yol Ayrımı (Toroslu Kitaplığı / İstanbul 2006)
- Atların Uykusu (Varlık / İstanbul 2014)
- İlk Kar (Varlık / İstanbul 2015)
Öteki:
- Duygusal Düşünceler (Gendaş Kültür / İstanbul 1999, Tecrübe etme)
- İletişim ve Edebiyat (Varlık / İstanbul 2008, Tecrübe etme)
- Öykü Yazma Teknikleri (Papirüs / İstanbul 2004, İnceleme)
- Şiir Sanatı (Varlık / İstanbul 2004, Derleme)
- Deniz Feneri-Behçet Aysan Kitabı (UM:AG Vakfı Yayınları / Ankara 2006, Yaşam öyküsü)
Ödülleri:
- 1984 Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülü (Yaşanmış olan adlı yapıtı ile)
- 1986 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü (Bir Afişin Önünde adlı yapıtı ile)
- 1990 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü (Karşı karşıya gelme adlı yapıtı ile)
- 2002 Ahmet Arif Şiir Ödülü (Açılmış Kanat adlı yapıtı ile)
- 2007 Behçet Aysan Şiir Ödülü (Kanıt adlı yapıtı ile)
Salih Bolat’ın Şiirlerinden Örnekler
KARANFİL
demek geldin
çoktandır hiçbir yerdeydin
ne kadar değişmemişsin
ellerin ne kadar kalabalık
gözlerin ne kadar ansızın
seni bu şekilde değişmemiş görmedim asla
demek geldin
bu şehir burada her zamanki ilkesizliğini yaşıyor
bir çarşı her gün ölüp ölüp diriliyor
radyoda iyi ayarlanmamış bir istasyon
şeklinde insanoğlunun sinirine dokunan sesiyle
bu şehir burada her zamanki ilkesizliğini
demek geldin
çoktandır hiçbir yerdeydin
ADAM
bir adam denize bakıyor kumsaldan
uzaktan görünüşü deniz fenerini çağrıştıran
dün ordan bir yıldız düşmüştü suya
onu araştırıyor, yılan balıklarının ıslıkları içinde
yengeçleri ürküten kaplumbağanın gözlerinde
titreyerek geçen üç denizatının saydamlığında
ve soluğunda kayalıklardaki kertenkelenin.(Temmuz Şiirleri)
ŞARKI SÖYLE
birer birer geçtiler yanımdan
ilk sayfasına anlaşılmaz adresler yazılıp bırakılmış
bir not defteri iyi mi sükunet içinde beklerse kullanılmayı
öylece beklerken
ödünç alınmış yüzleriyle
birer birer geçtiler yanımdan
arkalarına bile bakmadılar
yol ortasında kimsenin eğilip almak istemediği
harcanmaya bile değmeyen bir metal para
şeklinde beklerken
en yalancı doğrularıyla
birer birer geçtiler yanımdan
hiçbir söz söylemediler
kendine oluşturulan bir çukur şeklinde
doldurulmayı beklerken
kendi boşluklarına sığınarak
birer birer geçtiler yanımdan
PAYIMA DÜŞEN
hepimiz işinde gücünde
tohumu alınıp bostanda bırakılmış bir salatalık
şeklinde sararmış kurumuş elleriyle yün eğiren
şu nine işinde gücünde
arsa alım-satımıyla uğraşan profesör
ve öğrenmediği şeylerle devamlı sınanan
talebe işinde gücünde
saymakla bitiremediği paralarla
ellerinin ilişkisini araştıran veznedar
ve büyük kızını dün evlendiren
banka müdürü işinde gücünde
yeni bir sefere hazırlanan pilot
ve onun bir oldukca ülke dolaşmış olan çantası
kazasız belasız bigün geçiren itfaiyeci
ve onun yangınlarla ilgili anıları
gece vardiyasına uyanan işçi
ve uyanmayan öfkesi
işinde gücünde şu çöplükteki tavuk
ki pamuk şekeri şeklinde civcivler hazırlanıyor
bana da oturup şiir yazmak kalıyor