Cenk ve Sulh, Rus yazar Lev Tolstoy‘un 1869 senesinde piyasaya sürülen romanı.
Birçok yazar Cenk ve Sulh adlı eseri “Dünyanın en büyük romanı” olarak vasıflandırmış ve bu şekilde bir romanın yeniden yazılamayacağını öne sürmüşler.
1805-1813 yıllarında Napolyon Savaşları da denen Rus-Fransız savaşlarını mevzu alan bu eserde beş yüze yakın şahıs bulunmaktadır. Tolstoy, bu romanında, Rusya’daki birçok kesimden insanoğlunun yaşamını ve geleneklerini ortaya koymaktadır.
Cenk ve Sulh, Napolyon döneminde gecen Rusya ve Fransa arasındakı çekismeli savaşı anlatmasının yanında saray yaşamı ve saray insanlarının bulundukları konumlardan iyi mi değişikliğe uğramış olduğu da anlatılmaktadır.
Cenk, Rusya ile Fransa arasındaki bitmek bilmeyen vahşet; sulh ise kişiler içinde yaşanmış olan aşklardır.
Gelişim
Cenk ve Sulh Kahramanları (Kişileri):
Vakalar, Rus-Fransız savaşı esnasında bilhassa üç ailenin başından geçmektedir: Bezuhov, Balkonski, Rostov.
Andrey Bolkonski ve vakalar
Prens Nikolai Bolkonski, kızı Marya ile Smolensk civarında bir malikânede yaşamaktadır. Oğlu Andrey ise evlidir ve Saint Petersburg’da oturmaktadır. Mutsuz bir birlikteliği vardır ve yaşamının toplumda yükseleceği süre anlam kazanacağını düşünmektedir. 1805 seferberliği esnasında, hamile eşini babasının yanına bırakarak Rus ordusuna katılır. Bir süre sonrasında, kendini göstermeye adım atar. Fakat harpte yaralanır ve yaralı bir hâlde cenk meydanında terk edilir. Andrey bir süre sonrasında kurtulur ve ailesinin yanına döner. Eşi doğum yaparken ölmüş, doğan oğlu Nikolai ise sağ kalmıştır. Andrey, 1806-1809 yılları aralığında ordudan ayrılır ve malikânede yaşamının anlamını sorgular. Devamlı yeni akımların ardında koşar. Bigün, Kont Uya Andreiç’in kızı Nataşa ile arkadaşlık etmeye adım atar ve ona âşık olur. Fakat babası bir süre için evlenmelerine izin vermez. Nataşa ile nişanlılığını duyurmaz. Nataşa’yı bir süre şehirden ayrılmak zorunda olduğundan Pierre Bezuhov’a emanet eder.
Nataşa, Pierre’in fena yürekli karısı Elena’nın ahlaksız emellerine alet olur. Elena, Nataşa’yı kardeşi Anatol Kuragin’le tanıştırır. Aralarında bir ilişki adım atar. Oysa Anatol evlidir. Nataşa onun evli bulunduğunu anlayınca hata yaptığını kabullenir. Bu ilişkiyi duyan Andrey hüsrana uğrar.
Andrey, hayatına sevinç katan Nataşa’nın ihanetini kabullenemez. Yine orduya katılır. Ayrıca babası kalp sektesinden ölür. Marya malikânede yapayalnız ve savunmasız kalır. Nataşa’nın kardeşi ve Andrey’in arkadaşı Nikolai Rostov ona yardım eder. Ayrıca harpte yaralanan Andrey Moskova’ya getirilir. Nataşa ve ailesi onu bulur. Nataşa ile Andrey barışırlar. Fakat Andrey kısa bir süre sonrasında ölür ve oğlu Nikolai’ı Rostov’la evlenen Marya büyütür.
Pierre Bezuhov ve Vakalar
Pierre, Kont Bezuhov’un gayrimeşru çocuğudur. Romanın başlangıcında ölmek suretiyle olan babasının başı ucundadır. Babası kendisini nüfus kütüğüne geçirmiş ve yüklü bir mirasın vârisi olmuştur. Fakat Kont’un ilk vârisi olan Vasili Kuragin bu vasiyetnameyi yok etmeye çalışır, başaramaz. Bunu beceremeyince Pierre’i kandırır ve kızı Elena ile evlendirir. Elena, tutkularının esiri olan, ahlaksız fakat sosyetenin önde gelen hanımlarından biridir. Pierre, onun başkaları ile olan ilişkilerine anlayınca ayrılırlar.
Pierre, mason teşkilatına katılır. Bu akımın etkisiyle malikânesinin bulunmuş olduğu yerde okul ve hastane hayata geçirmeye kalkar. Fakat masonlarla ilgili olarak hayal kırıklığına uğrar bir süre sonrasında.
Pierre, bununla beraber Andrey’in en yakın arkadaşıdır. Onun Nataşa ile birleşmesi için elinden geleni yapar; fakat başarıya ulaşmış olması imkansız. Ek olarak o da Nataşa’ya ilgi duymaya başladığı için ondan uzaklaşır.
İki yıl sonrasında, Pierre’in karısı ölür. Pierre, Fransız kuvvetlerinin Rusya’yı salgın etmesi sebebiyle Borodino savaşına katılır. Savaştan sonrasında Pierre biçim ve kıyafetini değiştirir ve Napolyon’u öldürmeye karar verir. Fakat tutsak düşer. Pierre tutsak düşmüş olduğu sırada dine sarılmış olur ve mason anlayışından tamamen uzaklaşır.
Pierre, tutsaklık sonrası malikânesine döner ve Nataşa ile evlenir. Yedi yıl geçmiştir. Toplumsal idealizmini devam ettiren, mutlu bir aile sahibi biridir.
Nikolai Rostov
Rostov ailesi, daha bayağı ve iyi niyetli İnsanlardan oluşur. Ailenin yeğeni Sonya çocukluğundan beri Nikolai’ı sevmektedir. Nikolai, 1805 senesinde bir subay olarak Avusturya’ya gider. Bir çarpışma esnasında yaralanır ve savaştan aşırı derecede korkar. Fakat malikânesine döndüğünde ailesi onu bir kahraman benzer biçimde karşılar. O da savaşı olduğundan daha büyük, kendisini daha yürekli gösterir. Bundan sonrasında birkaç muharebeye daha katılır ve iyi bir harp subayı olur.
Aile maddi sorun içindedir. Evlatların varlıklı birileriyle evlenmelerini arzu etmektedirler. Bu yüzden, Nikolai’ın Sonya ile evlenmesine karşıdırlar. Nikolai bir süre sonrasında kahramanlık madalyasına layık görülür. Ayrıca Nikolai, Marya ile ilgilenmeye adım atar, bir süre sonrasında da ona âşık olur. Fakat hâlâ Sonya ile nişanlıdır.
Moskova yanmıştır. Rostov ailesi tüm mallarını, mülklerini kaybeder. 1813’te ailenin reisi kont ölür. Malikâne satılır ve bir başka ev kiralanır. Sonya, bu şartlar altında Nikolai’a bir mektup göndererek aralarındaki ilişkiyi sonlandırır. Marya Bolkonski ile evlenebilecektir. Nikolai, yaşamını muhafazakâr bir kır centilmeni olarak sürdürmeye adım atar. Aileler arası evlilikle birleşen bir mutlulukla, ülke içindeki barışla roman son bulur.
Dünya Edebiyatı
Microsoft, 1980'lerde piyasaya sürdüğü iki program Paint ve Notepad'e, aradan geçen 40 senenin arkasından suni…
"Woke" terimi, süre içinden ilk anlamından oldukca değişik bir halde evrim geçirdi. Geleneksel olarak baktığımızda…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Tüm dünyada gözler ABD seçimlerine çevrildi ve kesinleşmemiş sonuçlara gore Cumhuriyetçilerin talibi Donald Trump seçimden…
Türkiye Suni Zeka İnisiyatifi’nin (TRAI) düzenlemiş olduğu Türkiye Suni Zeka Zirvesi bu yıl yedinci kez…
Yavaş bir bilgisayar, derhal her insanın üretkenliğini engellemiş olan ve boş yere gecikmelere yol açan…