Bildiğiniz suretiyle sivrisinekler bazılarımızı daha oldukca seviyor. Aynı ortamda bulunup bir kez dahi ısırılmayan ve ne yaparsa yapsın onlardan kurtulamayan ‘sivrisinek mıknatısı’ bahtsız insanoğlu var. Yaz akşamlarında kulağınızın dibinde devamlı bir vızıltıyla yaşıyorsanız ve dost ortamında bir nevi ‘yem’ vazifesi görüyorsanız, doğru yerdesiniz. Peki hangi kokular onları çekiyor? Uzak tutmak için neler yapabiliriz? Bu makalede bu önemli mevzuya değineceğiz.
Bilim adamları uzunca bir süredir ‘sivrisinek mıktanısı’ tabir edilen bireyler üstünde bazı araştırmalar yapıyor ve bu insafsız kan emicileri tam olarak neyin cezbettiğini anlamaya çalışıyor. Yeni araştırmalar onların kalabalıkta yapmış olduğu seçimlere dair mühim kanıtlar ortaya koyuyor.
Sivrisinekler bir baş belası olmanın ötesinde, Zika, dang humması, sıtma ve Batı Nil hastalığı şeklinde ciddi hastalıkların taşıyıcısı olabiliyor ve her yıl bir milyondan fazla ölümden görevli. Tropikal iklimlerde daha yaygın olsalar da, hastalığa yol açan organizmaları taşıyan sivrisineklerin gezegen ısındıkça erişim alanları genişliyor.
‘Sivrisinek’ adlı kitabın yazarı Timothy C. Winegard, “Ne yazık ki, bizi sivrisinekler için cazip hâle getiren etkenlerin icra eden yüzde 85’i genetik” diyor. Winegard’a göre bu faktörler içinde; kan grubumuz, nefes verirken yaydığımız karbondioksit miktarı, cildimizdeki laktik asit ve organik kokularımız yer ediniyor.
Sivrisinek hedeflerini saptamak için çeşitli yöntemler kullanıyor; kızılötesi görüşle avlanıyor ve ısı yayılımını görebiliyor. Mesela 60 metre uzaklıktan her nefeste verdiğimiz karbondioksiti tespit edebiliyor. Birkaç metre daha yaklaştığında ayaklarımız, koltuk altlarımız ve derimizden yayılan kokuları algılamaya başlıyor. Ortalama 15 metreden itibaren bizi karanlık siluetler olarak görmeye başlıyor. Isı dalgaları onları konacakları en iyi bölgelere yönlendiriyor ve final: Ayaklarındaki reseptörler yardımıyla nereyi ısıracağına karar veriyor.
Sivrisinekler neyin kokusunu seviyor?
Diego Giraldo, Johns Hopkins’te sinirbilimci ve sıtma bulaştıran bir Afrika sivrisineği Anopheles Gambiae’nin ilgisini çeken koku profillerini mercek altına alan bir araştırmanın ortak yazarı. Araştırma, sivrisineklerin bir buz pateni pisti büyüklüğünde geniş ve ferah bir alanda iyi mi birden fazla insan içinde fark yapabildiğini ilk kez gözler önüne seriyor. Daha önceki araştırmalarda oldukca daha minik odalar kullanılmış ve bir şahıs diğeriyle karşılaştırılmıştı. Giraldo ve ekibinin deneyi birden fazla koku kaynağının bulunmuş olduğu karmaşık koşullarda bile sivrisineklerin bazı insanları diğerlerine tercih ettiğini ortaya koyuyor.
Araştırmacılar deneklerden alınan koku numunesini bileşenlerine ayırabilen bir vasıta kullandı ve her bir deneğin koku profilindeki kimyasalları belirledi. Johns Hopkins’te kimyager olan ekip üyesi Stephanie Rankin-Turner, “İnsan kokusu inanılmaz derecede karmaşık. Daha ilkin asla kimsenin sınıflandırmadığı oldukca sayıda kimyasal bileşik var” diyor. Araştırmacılar alanı daraltmak için insan kokusunu oluşturduğu malum kimyasallara odaklandı.
Analizler, tüm deneklerin kokusunda mevcut olan 15 bileşiği ortaya çıkardı. Sadece sivrisineklerin insanları ısırmasına yol açan şey, bu çeşitli kimyasalların konsantrasyonlarıydı. Sivrisinekler bilhassa insan terinde bulunan ve kokusu kimi zaman ekşimiş tereyağı yada peynire benzetilen bir yağ asidi sınıfı olan karboksilik asitleri çekici buluyor. Bu asitleri cildimizi korumuş olan yağlı bir katman olan sebumumuzda üretiyoruz fakat cilt yüzeyimizde yaşayan yararlı mikroplar salgılarımızı sindirdiğinde de ortaya çıkıyor.
Ek olarak sivrisinekler deri mikropları tarafınca üretilen asetoin maddesine de ilgi duyuyor. Rankin-Turner, “Cilt mikrobiyomu, iyi mi koktuğumuz ve sivrisinekler için ne kadar çekici olduğumuz mevzusunda kesinlikle büyük bir rol oynuyor” diyor.
Hamilelik, sıhhat durumu, yediğimiz ve içtiğimiz şeyler de kokumuzu etkiliyor ve kimi etkisinde bırakır aylar ve hatta seneler süresince devam ediyor. Bu durum bazı insanların sivrisinekleri çekmiş olduğu yönündeki gözlemlerle de örtüşüyor. Florida Internasyonal Üniversitesi’nde genetikçi olan Matthew DeGennaro, “Bu alanda çalışan pek çoğumuz, bir insanı diğerinden daha çekici kılan şeyin ne işe yaradığını idrak etmek istiyoruz, bu sebeple bu sır bir sonraki nesli ‘sinek savar’ bir hâle getirmemizi sağlayabilir” diyor. DeGennaro, araştırmacıların ulaşmış olduğu organik ve neredeyse saha benzeri koşulları, bu bağlantıları daha çok ortaya çıkarmaya yönelik mühim bir adım olarak nitelendiriyor.
Peki sivrisinekleri ‘kandırmak’ mümkün mü?
Pek oldukca insan her gün şampuandan deodoranta birçok kişisel bakım ürünü kullanıyor. Ve eğer vücut kokusu sivrisinekleri kendine çekiyorsa yıkanmak yada vücut kokuları üstüne başka kokular sıkmak onları şaşırtabilir diye düşünebilirsiniz. Sadece bu ürünlerin sivrisineklerin takip kabiliyetini iyi mi etkilediğini araştıran yeni bir çalışmada da görüldüğü suretiyle gerçekler birazcık daha karmaşık.
Araştırmacılar ilk deneylerinde sivrisineklerin deneklerin yıkanmış ve yıkanmamış koluna konma sayısını karşılaştırdı. Gözlem dört değişik sabun üstünde tekrarlandı. Sadece şaşırtıcı bir halde bazı durumlarda yıkama sivrisineklerin konma sayısını artırdı; bu da sabunun o kişinin sivrisinekler için çekiciliğini artırdığını gösteriyordu. Sadece bu tesir tutarlı değildi; bazı sabunlar kimi insanları (hepsini değil) sivrisinekler için daha çekici hâle getirirken, bazı sabunlar ‘albeniyi’ azaltıyordu.
Bir sabunun kimyasal içeriğinden ziyade, bu içeriğin sabunu kullanan kişinin vücut kimyasıyla iyi mi reaksiyona girmiş olduğu daha çok ehemmiyet taşıyor. Virginia Tech’te nöroetolog olan ve çalışmanın ortak yazarlarından Clément Vinauger, “Kullandığımız tüm sabunlarda ‘limonen’ adında olan ve sivrisinek kovucu olduğu malum bir bileşik baskındı; sadece dört sabundan üçü tam tersi sivrisineklerin ilgisini arttırdı” diyor. Dolayısıyla bir kimyasal, konsantrasyonuna ve insan cildinde bulunan öteki organik kimyasallarla iyi mi birleştiğine bağlı olarak sivrisinekler için çekici yada itici olabiliyor. Vinauger’e nazaran, kim bilir kimyasalların bir kombinasyonu sivrisinek tarafınca ‘nebat’ olarak algılanırken, aynı bileşenlerin değişik bir oranı ‘insan’ diye bağırıyor.
Rockefeller Üniversitesi’nde sivrisineğin koku alma duyusunu inceleyen nörogenetikçi Maria Elena De Obaldia, sonuçların oldukca net olmamasına şaşırmıyor. İnsanlar bazı sivrisineklerin yaşam döngüsü için oldukca mühim olduğundan (dişiler yumurta üretmeden ilkin bir öğün kana gereksinim duyuyor) bu kurnaz canlılar insan algılamak için ‘yedek mekanizmalar’ geliştirmiş durumda. Peki bu ne demek? De Obaldia bunu şöyleki açıklıyor: “Tek bir sinyale güvenemezler, bu yüzden profil oluşturmak hakkaten sağlam bir sisteme sahipler” diyor.
Araştırmacılar, kişisel ürünler çalışmasının bir sonraki aşamasında çekici bir ve itici bir karışım üretti ve bu tarz şeyleri önceki deneylere katılmayan tek tek denekle kontrol etti. Virgina Tech’te entomolog olan ve çalışmanın ortak yazarlarından Chloé Lahondère sivrisineklerin ezici bir çoğunlukla çekici karışımı tercih ettiğini söylüyor. Lahondère, gelecekte daha çok katılımcıyla meydana getirilen araştırmalarla “Haiz olduğunuz kokuya dayanarak sivrisineklerden kaçınmak için kullanmanız ihtiyaç duyulan uygun sabunu belirleyebiliriz” diyor. Araştırmacılar bunun için makine öğrenimi şeklinde kuvvetli araçlar kullanmayı planlıyor.
Sivrisinekleri uzak tutmanın en iyi yolları neler?
Kusursuz sinek savarlar geliştirmeye yönelik araştırmalar hemen hemen gelişme aşamasında fakat uzmanların bilime dayalı bazı önerileri var:
- Vinauger, sivrisinekleri daha tutarlı bir halde uzaklaştıran sabunun hindistan cevizi kokulu bulunduğunu söylüyor ve bu tip ürünler denemeyi öneriyor. “Kişisel vücut kokunuza bağlı olabileceğinden, hangisinin en iyi sonucu verdiğini görmek için değişik sabunlarla denemeler yapın” diye eklemeyi dikkatsizlik etmiyor.
- Lahondère, sivrisinek araştırmacılarının sahada kullandıkları stratejileri benimsemelerini tavsiye ediyor: “Sivrisinekler hakkında araştırma yaparken uzun kollu ve açık renkli giysiler giyiyoruz, bu sebeple sivrisinekler koyu renklere ilgi duyma eğiliminde.”
- Kişisel hijyen de oldukca önemli, bu sebeple Nature dergisinde yayınlanan bir araştırma terli olduğunuzda sivrisineklerin size daha çok ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor.
- Limon ve okaliptüs yağı şeklinde organik çözümler de işe yarayabilir. Fakat bunlar oldukca daha azca etkili ve doğal daha sık uygulanmaları gerekiyor.
- Durgun sulardan uzak durmakta yarar var, zira anne sivrisinekler bir seferde ortalama 100 yumurta bırakıyor.
- Çantanızda bir sivrisinek kovucu bir sprey bulundurmak iyi bir düşünce olabilir. Sivrisineklere karşı haiz olduğumuz en iyi müdafa (uzmanların bilhassa sivrisinek kaynaklı hastalıkların olduğu bölgelerde bulunmayı planlıyorsanız önerilmiş olduğu) DEET içeren geleneksel kovucular olmaya devam ediyor. Florida’da yaşayan ve Zika döneminde her gün DEET içeren ürünler kullandığını söyleyen DeGennaro, kullanım talimatlarına uygun bir halde kullanıldığında güvenli bulunduğunu ve keneler üstünde de oldukca işe yaradığını sözlerine ekliyor.
De Obaldia’ya nazaran sivrisineklerin bizi niçin seçtiği ve bizim onları iyi mi çektiğimizi idrak etmek daha etkili kovucular geliştirmemize destek olacak. Kurnaz sivrisineklerin evrimini aşabilmemiz için araştırmalara devam etmemiz gerekiyor. Mesela bazı sivrisinek türleri gece kullanılan cibinlik barajını aşmak için günün erken saatlerinde beslenmeye başladı.
DeGennaro ise “Çözüm, insan derisi mikrobiyomunu anlamakta ve insanları sivrisinek ısırıklarından korumak için bu mikrobiyomu manipüle edecek bir probiyotik çözüm geliştirmekte yatıyor” diyor.
National Geographic makalesinden Türkçeleştirildi. Ek kaynak: Mashable Türkiye arşivi.