Tür: | Roman |
Yazar: | Cemil Süleyman |
Yayınlanma Zamanı: | 1911 |
Yayınevi: | Detay Yayınları |
Karakterler
Dul Hanım: Beykoz’daki evinde otuz yaşını geçmiş dul bir hanımdır. On senedir hizmetçisi ve aşçısıyla yalnız ve mutsuz yaşamaktadır.
Delikanlı: Yirmi iki yaşlarında siyah gözlü genç bir adamdır.
Mevzusu
Dul olan bu hanım daha ilkin evliliğe ilk adımını atmıştır sadece kadının kocasının ihanetiyle sarsılan yaşamı, ruhsal sorunlarla yaşamasına niçin olmuştur. Hanım yeni bir umutla kendisinden 10 yaş minik adam çocukla ilişkiye adım atar. Sadece bu ilişki kadının evliliğinde travmaların ortaya çıkmasına niçin olur ve bu durum bayanı daha da şüphelendirir. Bu travmalar, bayanların dışarıdan gelen her söz ve davranışı bir tehdit ya da aşağılama olarak algılamasına niçin olur. Bir rakibe ve hayal gücünde yarattığı topluluğa karşı düşmanca tavırlar gösterir. Bilinmeyenlerden gelen sesleri duyunca, gencin kendisine ihanet ettiğini düşünmeye adım atar. Bu düşünceler yardımıyla kati olarak kandırılacağından emindir ve aynı şeyleri tekrar yaşamak istemediği için dizinde yatan genci boğar.
Beykoz’da hizmetçisi ve aşçısıyla beraber yaşayan otuz yaşını geçmiş dul bir bayan, on senedir mutsuz yaşamını tek başına yaşamaktadır. Akşamları hava almak için dışarı çıkmış olduğu çayırda peşinden koşan yirmi iki yaşındaki bir çocuğun siyah gözlerine vurulur. Aralarındaki yaş farkı onlar için bir boşluk şu demek oluyor ki ilişki başlarsa; Evlilikle sona erecek mutlu bir sonuca ulaşmanın mümkün olmadığının farkındadırlar. Dul hanım, yılların yalnızlığı sebebiyle hala duygularını bastıramamakta ve başta uzak durmaya çalışsa da başarı göstermiş olamamaktadır. Bir bakış ve birkaç mektupla başlamış olan ilişkileri, mehtaplı bir gecede karanlık koruda buluşmak için otomobilde bir kır turuna çıkma yolunda ilerler.
Aslına bakarsak ilişkileri genç insanın gece gizlice eve götürülmesine kadar uzar. Yaş farkı kendini hissettirmeye adım atar. Aşırı kıskançlık krizleri, gencin son umudunu yitirme korkusu dul kadının ruhunu rahatsız eder. Delikanlı bir genç kıza ilgi duyup onu daha azca aramaya başlayınca bu denge tamamen bozulur. Bir gece genç insanla evde buluştuğunda aklını yitiren Dul, başkasına kaptırmaktan korkmuş olduğu genç sevgilisine bir aptallık yapar ve onu boğarak öldürür.
“Oh, bu ne iyi bir şeydi!… Bunu düşündükçe, kalbi bir hazz-ı itmînânla doluyor ve bundan bir zevk-i hayvanî duyarak, mest oluyordu. Heyecanından titriyor; muhakemâtını zapt eden bir ihtirâs-ı cinnetle adalâtı geriliyordu. Birden, heyecanlarının galeyân-ı tehevvürüyle kendini yitirdi. Ve ne yaptığını algı edemeyen mütehevvir bir kaplan savletiyle delikanlının üstüne kapanmış oldu. Artık hiçbir şey düşünmüyordu…”
Türkçe edebiyat tarihinin canlı dönemlerinden Fecr-i Ati’nin sesini en fazlaca yükselten yazarlarından birinin, Cemil Süleyman’ın fazlaca ses getiren eseri Siyah Gözler, adı belirtilmeyen dul bir kadının bakış açısıyla yazılan; son aşama sarsıcı, yer yer dehşet verici, ruhsal tahlillerin ve kıskançlık/haz/pişmanlık/tutku/hırs şeklinde birden fazla duygu durumunun insan bünyesindeki karşılığının kuvvetli bir halde yansıtıldığı bir roman. Kendisinden oldukça genç bir delikanlıya âşık olan; bir taraftan bu aşkın ruhunda yarattığı duygu çatışmalarıyla bir taraftan da hissettiği yoğun kıskançlıkla boğuşan genç kadının zihninden geçenler, okura sürecinin aşk camialarını, aşka ve bedene bakışı, cemiyet önyargılarının insan ruhunda yaratabileceği gelgitleri de gösteriyor.
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…
Gün geçmiyor ki insan yaşamının önemsiz görünen detaylarına dair çarpıcı bilgiler internette karşımıza çıkmasın. Aşağıda…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…
Her 18,6 yılda bir gerçekleşen "büyük ay duraklaması" vakası, 14 Aralık Pazar akşamı yeniden yaşandı.…
AZERİCE SÖZLERİ Elə bil ki sənə yad olub ayrılıq dərdi Axı dərdə düşən yenə qovuşmağ…