TikTok’ta ‘beğeni’ için 2.6 milyon kuş öldürmek: Lübnan’daki katliamı sosyal medya mı teşvik etti?

Lübnan’ın kuzeyindeki Terbol Dağı’nda bir davet adeta mermi kovanlarıyla kaplı. Aşağıdaki vadi göçmen kuşlar için dünyanın en yoğun rotalarından birinin üstünde içeriyor. Sert rüzgarların hakim olduğu dağ zirvesi, Afrika ve Avrasya arasındaki uzun yolculuklarından bitkin düşen kuşların düşük irtifalarda uçmasını elde eden naturel bir koridor yaratmakta. Fakat bu naturel koridor, gezegenin en tehlikeli canlısı olan insanoğlunun da bakış açısından kaçmamış…

Lübnan Göçmen Kuşlar Derneği (LAMB) müdürü Michel Sawan, alçaktan uçan bu kuşların dağlarda yaşayan kaçak avcılar için kolay hedef bulunduğunu söylüyor. Bu kaçak avcılar, “kültürün” ve “geleneklerin” arkasına sığınıyor:

Şöyleki diyorlar: ‘Bu kültürü büyükbabalarımızdan miras aldık.’ Ve ben de devamlı olarak onlara şunu söylüyorum: ‘Büyükbabalarınız yanlış yapıyordu.’

BirdLife International’ın verilerine nazaran her yıl 2.6 milyon kuş Lübnan toprakları üstünde uçarken yasadışı olarak öldürülüyor. Bu kuşlar Avrasya ve Afrika arasındaki mevsimsel göçleri esnasında vuruluyorlar. Söz mevzusu seyahat ortalama 2 milyar kuş tarafınca gerçekleştiriliyor.

Kriz ve savaşın tesiri…

Lübnan yasaları göçmen kuşların avlanmasını yasaklıyor sadece Beyrut’taki hükümetin önünde “oldukca daha mühim ve dirimsel problemler” duruyor. Senelerdir devam eden korkulu boyutlardaki ekonomik kriz ve İsrail ile cenup sınırında devam eden harp, avlanma yasalarının takibine oldukca azca kaynak ve enerji ayrılmış olduğu anlamına geliyor ve bu yasalar çoğu zaman kolluk kuvvetlerinin kendi topluluklarından olan kişileri tutuklamasını gerektiriyor.

Bu bölgede yaralanan binlerce kuşun bir çok, kaçak avcılar tarafınca toplanıp yenmiyor, cesetleri vadi tabanında bırakılıyor ve Sawan’ın söylediğine nazaran “yalnız eğlence olsun diye” vuruluyorlar. Süratli bir ölüm şansına erişemeyenler, kurtçuklar canlı etlerini yediği için çoğu zaman yerde yavaş ve acı dolu ölümler yaşıyor…

TikTok’ta vahşeti paylaşıyorlar!

Göçmen kuşları avlama “geleneği” son 10 yılda toplumsal medyadan ve yüksek isabetli silahlardan güç alarak ivmelendi. Birçok kaçak avcı, öldürdükleri kuşların kliplerini çevrimiçi olarak yayınlıyor. Toplumsal medyanın bu vahşeti körüklediği ve kaçak avcıları teşvik etmiş olduğu mevzusunda endişeler mevcut. Kaçak avcılar bilhassa TikTok’ta paylaşımlar yaparken söz mevzusu hesaplardan askeri tarzda silahlarla leyleklerin avlandığı videolar paylaşılıyor. Sawan, “Beğeniler için kuşları katlediyorlar. Bu videoları yayınlayacak platformları olmasaydı, bu kuşları vurmazlardı” diyor. Sawan videoları yakınma ediyor sadece TikTok’un söz mevzusu görüntülerin kendi politikalarına aykırı olmadığı yanıtını verdiğini öne sürüyor. TikTok, The Guardian’ın mevzuya ilişkin yorum talebine cevap vermedi.





Bir zamanlar avcılık icra eden Sawan, leyleklerin topluca öldürülmesine tanıklık ettikten sonrasında yaban yaşamın avcılık kısmıyla bağlarını koparıp, bu yaşamın aktivizm kısmına yönelmiş. Kaçak avcılığın insan hayatına kasteden kısmı da onu rahatsız etmekte. Her yıl, av esnasında ölümler yaşandığını dile getiriyor. Bu senenin başlarında Zgharta civarlarındaki bir av esnasında motosikletli bir genç kazara vuruldu. Sawan, çocukluk arkadaşlarından birinin de av esnasında öldüğünü söylüyor. Öte taraftan Sawan, kuşları korumaya çalışırken kaçak avcıların kendisini de yedi kez yaraladığını dile getiriyor.

Terbol Dağı’nın etrafındaki kıvrımlı yolda ilerlerken Sawan yavaşlıyor ve uzaktan duyulan kuş cıvıltısı sesini işaret ediyor. “Bunu duyabiliyor musun? Bu bir kuş çağırma aleti” diyor Sawan ve “Kaçak avcılar kuşları çekmek için bu tarz şeyleri kullanıyor” şeklinde konuşuyor. Bundan birkaç dakika sonrasında, tabanca sesleri havada yankılanıyor…

The Guardian’ın röportajı gerçekleştirdiği gün Sawan, Lübnan İç Güvenlik Güçleri (ISF) tarafınca kısa sürede Terbol Dağı bölgesine atanan üç mahalli kaçak avcılık karşıtı birime eşlik etmeyi bekliyor sadece söz mevzusu birlik gelmiyor. Sadece Lübnanlı güvenlik güçleri personel eksikliğine karşın kaçak avcılığın ISF için bir öncelik bulunduğunu ve kaçak avcıların tutuklanıp silahlarına el konulduğunu söylerken “Göçmen kuşlara yardım etmek bizim için etik bir davranış” ifadesini kullanıyor.

Son yıllarda, tipik olarak Afrika ve Körfez’deki çöl bölgesinde bulunan üç halkalı cılıbıt, sinekkapangillerden (Oenanthe monacha) ve kızılca kuyrukkakan benzer biçimde birkaç kuş türü Lübnan’da ilk kez görüldü. Bu, iklim krizinin bu kuşların göç yollarını etkilediğini gösteriyor.

Internasyonal Hayvan Refahı Fonu’nun program yöneticisi Dr. Nabegh Ghazal Asswad şunları söylüyor:

Bu türler daha ilkin asla bu kadar şimal enlemlerinde tespit edilmemişti… Bu, esas olarak, düzgüsel yaşam alanlarından uzaklaşıp kuzeye doğru yeni bölgelere doğru ilerlemelerine yol açan iklim modellerindeki değişiklikle anlatılabilir.

Dr. Asswad hem de yükselen sıcaklıkların; sıcak termal rüzgarların ve fırtınaların yönü de dahil olmak suretiyle hava sistemlerini değiştirebileceğini ve kuşların göç yollarından sapmalarına yada yeni yaşam alanları aramalarına niçin olabileceğini de söylüyor.

Ufak benekli kartal ve atmaca benzer biçimde yırtıcı kuşların öldürülmesi, bu kuşların kemirgenleri ve zararlıları denetim altında tuttuğu Lübnan ekosistemini de negatif etkilemekte. Bu yırtıcı kuşlar olmadan, çiftçiler ürünlerini korumak için fare zehri kullanmak zorunda kalıyor.

Lübnan Kuş Koruma Derneği Başkanı Fouad Itani, “Lübnan’da 414 kuş türü kaydedildi, bunların 48’i yüksek koruma endişesi taşıyor ve hepsi ülkede vuruluyor ya da tuzağa düşürülüyor” diyor. Kaçak avcılığın durdurulmasının sıhhatli mahalli ve küresel ekosistemlerin sürdürülmesi için tehlikeli sonuç öneme haiz bulunduğunu da dile getiren Itani, “Kuşlar zararlıları denetim etmede, bitkileri tozlaştırmada (polenleştirmede) ve tohumları dağıtmada ekolojik dengeyi korumak için oldukca mühim olan temel roller oynuyorlar” diyor ve “Bu kuşların kaybı, zararlıların popülasyonunun artmasına, polenleşmenin ve nebat çeşitliliğinin azalmasına yol açabilir.”

Lübnan fotoğraftaki ibibik benzer biçimde göçmen kuşların Afrika’dan Avrasya’ya doğru göçlerinde alçak irtifada dinlenerek uçma fırsatı buldukları bir koridorda yer almakta. Fotoğraf: Getty

LAMB, Terbol-Zgharta bölgesinin BirdLife International tarafınca “mühim bir kuş ve biyolojik çeşitlilik alanı” (IBA) olarak belirlenmesi çağrısında bulunmuş oldu sadece şimdiye kadar bu statüyü destekleyecek bir araştırma için fon sağlanmadı. BirdLife International Orta Doğu Direktörü Ibrahim Khader, Terbol-Zgharta’nın mevcut bir IBA’nın yakınında bulunduğunu ve belirli kriterleri gösteren veriler olmadan bölgenin bu şekilde belirlenemeyeceğini aktarıyor.

Terbol Dağı yolunda, uzaktan gelen tabanca seslerine karşın, Sawan kaçak avcıları kovalayacak süre bulamıyor zira LAMB’ın kuş barınağına bir kerkenez getirmek suretiyle Jarjour köyüne doğru gidiyor. Yaralı kuşlar sık sık barınağa getiriliyor ve Sawan ile meslektaşı Fadi Habib onları kurtarmaya çalışıyor. Kimi zaman vücutlarından kurtçukları toplamak için saatler harcıyorlar…

Barınaktan ayrılamayan her kuş extra harcama…

Kuşlar ise devamlı tamamen iyileşemiyor; bir kısmı tekrar asla uçamayacak ve muhtemelen hayatlarının geri kalanını barınakta geçirecekler. Sawan, “Bu kimi zaman bir yük oluyor” diyor zira kuş sayısı ne kadar oldukca olursa, harcamalar da o denli artıyor.

Polonya Büyükelçiliği 2015’ten beri Sawan’ı destekliyor ve 2021’de LAMB’ı resmen bir STK olarak teşvik ediyor. Polonya’nın Lübnan Büyükelçisi Przemysław Niesiołowski, “Kuşlar küresel bir hazinedir. Tek bir ülkeye ilişkin değiller – kuşlar küresel bir mesuliyet” diyor. Polonya’nın Lübnan’daki kuşları korumaya olan ilgisi, resmi olmasa da kuşların ulusal sembol olduğu Polonya’da, Lübnan’daki leylek katliamlarının oldukça “rahatsız edici” görüntülerinin 10 yıl ilkin dolaşmasıyla başladı.

Niesiołowski sözlerini şu şekilde noktalıyor:

“Onlar uğurlu bir tılsım olarak kabul edilir – eğer beyaz bir leylek evinizin üstüne yuva yaparsa, o ev asla yanmaz. Onlar manzaramızın bir parçası. Güneye göçmeden ilkin tarlalarda toplandıklarında, yazın bittiğini ve sonbaharın geldiğini anlarsınız.”


Kaynak: The Guardian / Metin Aktaşoğlu tarafınca Türkçeleştirildi

(Toplam: 1, Bugün: 1 )

Site Footer