Suni zeka her alanda olduğu benzer biçimde tıp alanında da coşku yaratmış durumda. Kişiselleştirilmiş tedavi ve bakım olanaklarından yeni ilaçların keşfine, suni zekanın çok da fazla uzak olmayan bir gelecekte sıhhat hizmetlerini daha erişilebilir, etkili ve verimli hale getirmesi umut ediliyor. Suni zeka şirketi Cerebrum Tech Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erdem Erkul, tıp alanındaki suni zeka uygulamalarına dair etik, güvenlik ve regülasyon problemlerine dikkat çekiyor.
Boğaziçi Ventures tarafınca düzenlenen Suni Zeka Zirvesi 27 Şubat’ta girişimciler, iş profesyonelleri, akademisyenler ve teknoloji meraklılarının yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Zirvede girişim stüdyosu Cerebrum Tech’in sponsporluğunda “Sıhhat teknolojilerinde suni zeka devrimi” başlıklı açık oturum düzenlendi. Cerebrum Tech Pazarlama Direktörü Meltem Yeğen’in moderatörlüğünde meydana getirilen panelde, Data Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğba Dalyan, Klinik Psikolog Neslihan Çalışkan ve HIWELL Kurucusu ve CEO’su Ali Ozan Özçiçek, suni zekanın tıp alanında ve psikoloji branşı özelinde sunmuş olduğu teşhis ve tedavi imkânlarına, suni zeka destekli yeni nesil uygulamalarına ve gelecekteki potansiyel yeniliklere ilişkin görüş ve deneyimlerini paylaştı. Panele, Cerebrum Tech’in geliştirdiği Türkiye’nin ilk 3 boyutlu avatara haiz suni zeka asistanı Cere de katılarak sıhhat alanında kendisine sorulan soruları sesli olarak yanıtladı.
Erken teşhis ve kişiselleştirilmiş tedavi süreci
Suni zeka, oyun ve web3 alanında etkinlik yürüten Cerebrum Tech’in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erdem Erkul, suni zekada uzun yıllara dayanan araştırma ve geliştirmelerin son yıllarda fazlaca mühim bir eşiği geçtiğini ve her sektörde çok büyük bir değişimi başlattığını altını çizdi. Suni zeka uygulamalarının süratli, hatayı minimuma indirerek büyük verileri izleyebilme, iç görü oluşturabilme kabiliyetine dikkat çeken Dr. Erkul, “Suni zeka uygulamaları her alanda olduğu benzer biçimde tıp alanında da bir takım devrim durumunda gelişmeye kapı araladı. Tıp dünyası, hastalıkların tanı ve tedavisinde kişiselleştirilmiş çözümlerin geliştirilmesi için çalışıyor. Suni zeka yardımıyla hastalık emareleri, genetik faktörler, tıbbi görüntüler ve öteki klinik veriler benzer biçimde geniş veri kümelerini işlenebilir. Bu verilerden hastalıkların risk faktörleri belirlenerek, hastalıkların erken teşhisi ve tedaviye yönelik tahminler yapılabilir” dedi.
“Hepimiz için sıhhat” suni zekayla mümkün
Bu gelişmelerin sıhhat hizmetlerinin daha erişilebilir, etkili ve verimli hale gelmesine katkıda bulunacağını söyleyen Dr. Erkul, “Sağlıkta tıbbi görüntü işlemelerin analizi ile bir fazlaca yaşam kurtarılıyor. Suni zeka ve derin öğrenme teknikleri yardımıyla MRI, CT taramaları, röntgenler ve öteki tıbbi görüntüler benzer biçimde büyük görüntü veri setlerini çözümleme edilebilir, bu görüntülerden hastalıkları saptamak, lezyonları tanımlamak ve tedavi süreçlerini iyileştirmek için faydalanılabilir. Oldukça yakın bir zamanda dünyanın en prestijli iki üniversitesi Harvard ve MIT, suni zekayla, 12 milyon potansiyel kimyasal bileşeni tarayarak ilaç direncine haiz bakterileri yok edebilen yeni bir antibiyotik sınıfı keşfetti. Normalde seneler alacak emek harcama, suni zekayla fazlaca kısa sürede tamamlanabildi” bilgilerini paylaştı.
Suni zekada etik, güvenlik ve regülasyon için zaman kaybetmemek gerekir
Tıp alanında suni zekanın kullanılmasının barındırdığı fırsatların yanı sıra etik, güvenlik ve regülasyon mevzularında fazlaca dikkatli olunması icap ettiğinin altını çizen Dr. Erkul, şu ikazları yapmış oldu:
“Ilk olarak, hastaların mahremiyetinin ve veri güvenliğinin korunması mühim bir kaygı deposu. Sıhhat verileri son aşama kırılgan olduğundan, yetkisiz erişim ve veri sızıntısı riski göz önünde bulundurulmalıdır. Ek olarak, suni zeka algoritmalarının iyi mi kararlar verdiği ve hangi verilere dayandığı net olmalı. Şeffaflık ve hesap verebilirlik, algoritmaların doğruluğunu ve güvenilirliğini değerlendirmede tehlikeli sonuç öneme haiz. Öte taraftan, suni zeka uygulamaları, veri setlerindeki önyargıları öğrenebilir ve bu önyargıları pekiştirebilir. Bu da sıhhat hizmetlerinde eşitsizlikleri artırabilir. Bu yüzden, algoritmaların önyargıları azaltmak için düzeltilmesi gerekmektedir.
Hasta onayı ve bilgilendirilmiş olmak da fazlaca mühim. Hasta, suni zeka kullanımının neticeleri hakkında net bir anlayışa haiz olmalı ve tıbbi kararlar almadan ilkin bilgilendirilmelidir.
Son olarak, suni zeka tarafınca verilen tıbbi kararlar, mesuliyet ve yasal sorunları da bununla beraber getirir. Algoritmaların yanlış tahminleri yada hatalı kararları kimin sorumluluğundadır? Bu mevzuda net bir yasal çerçeve oluşturulması gerekmektedir.”
