Tarihsel süreç içinde rekabete dayalı olarak ilişkilerini sürdürmüş olan Türkiye ile Rusya içinde, Soğuk Harp’ın sonlanmasıyla beraber, ortak emek verme alanlarının geliştirilmesi olanakları ortaya çıkmıştır. Yeni dönemde ekonomik temelli olarak başlamış olan iki ülke ilişkileri siyasal alana da taşınabilmiştir. İki ülke ilişkilerinin tarihlerinde asla olmadığı kadar yakınlaştığı ve yoğunlaştığı bir dönemde başlamış olan Suriye İç Savaşı ise iki ülke ilişkilerinde yeni sorunlu alanların ortaya çıkmasına niçin olmuştur. Yeni çatışma alanları Türkiye-Rusya ikili ilişkilerini negatif etkilemiş, Rus harp uçağının Türk jetleri tarafınca düşürülmesi sonrası kopma noktasına gelen ikili ilişkiler, iki ülkenin de rasyonel tutumları sonucu, tekrardan başlatılabilmiştir. Suriye krizinde iki ülkenin inisiyatif alarak sorunları beraber çözme iradesi gösterebilmeleri iki ülkenin birlikte çalışabilme reflekslerinin gelişmesine katkı elde etmiştir. Suriye iç savaşının çözümü noktasında internasyonal alanda geliştirilmiş tek somut adım olan Astana sürecinin başarıyla sonuçlandırılması ise öteki bölgesel sorunların çözümü noktasında örnek oluşturabilecek niteliktedir. Temel sorunsalı, Suriye krizinin çözümü noktasında Türkiye ve Rusya’nın inisiyatif geliştirmelerinin bölgesel sorunların çözümüne pozitif yönde katkı sağlayıp sağlayamayacağının tartışılması olan bu çalışmada; Suriye krizinin başlangıcından günümüze kadar Türkiye ve Rusya arasındaki çatışma ve uzlaşma alanlarının analizi yapılarak, Türkiye-Rusya ilişkilerinin Suriye krizi bağlamında değerlendirilmesine yer verilmiştir. Araştırmada tarihsel ve betimsel araştırma şekilleri kullanılmıştır.