Vostok, Mercury-Redstone, Gemini, Apollo, SkyLab, Soyuz, STS, Voyager, Curiosity, Philae, JUNO, SpaceX ve Blue Origin gibi bazıları insanlı bazıları insansız olan sayısız görev… Peki neden dünyamızı terk etmeye bu kadar meraklıyız ? Bu yazıda hem uzay görevlerine kısa bir göz atacağız hem de başka dünya arayışlarına çeşitli açılardan yaklaşacağız. Uzay yarışı; Soğuk Savaş Dönemi’nde Rusya ve ABD arasında başlayan, teknolojiyi ve bilimi derinden etkileyen bir olay. II. Dünya Savaşı’nın ardından bilimsel gelişmeler hızla artmaya başlamıştı. Bunda hem savaşta kullanılan silah teknolojisi hem de insanoğlunun merakı etkili olmuştu. Alan Turing’in yaptığı ilk bilgisayar, roketler, atom bombası, kablosuz hatlardaki gelişim, uçak teknolojisi ve uzay araçları. Bu gelişmelerin ışığında savaşı da ardında bırakan (en azından kağıt üstünde) bazı devletler, gözünü yukarıya çevirdi. Yani uzaya…
Yazının başlarında da belirttiğim gibi uzay araştırmaları yaklaşık son 60 yıldır ciddi bir şekilde devam ediyor. Ancak bu araştırmalar ve görevlerin çok yüksek bir bedeli de var. Yapılan onca başarısız testi de göz önüne alırsak görevler sonucu yaklaşık 27 milyar dolarlık bir kaybın (2017 CNN) yaşandığı söyleniyor. Bir de başarılı olan görevlerin maliyetini hesaba kattığımızda eminim ortaya dehşet bir rakam çıkacaktır. Sırf dünyadan kaçmak için harcanan milyarlarca para… Bazı insanlar uzayda bir gezegen aramamızın gerekli olduğunu, dünyanın sonunun çok yakında geleceğini savunuyor. İddialarını ise iklim değişikliği, artan nüfus ve kıtlık sorunları ile destekliyorlar. Ancak farklı bir boyuttan bakmakta fayda var. O kadar parayı iklim değişikliğinin etkilerini azaltacak olan inovasyonlara, besin miktarın arttıracak olan teknolojilere ve dünyada yeni yaşam alanları oluşturacak bilgiye harcasak nasıl olurdu ? Yani demek istediğim dünyadan kaçmak için para harcamak yerine onu daha yaşanabilir kılmak için para harcasak daha mantıklı olabilirdi. Hep korktuğumuz yapay zekayı insan hayatına olumlu bir şekilde enjekte etsek, istihdam sorununa çözüm bulacak şirketler kursak…
Örneğin, FoodX adında bir şirketimiz olsun. Bu şirkette bitkisel ve hayvansal proteinleri işleyebilen, toplayabilen robotlar yapalım (ki zaten var). Fabrikaya gelen ürünleri, insanlar aracılığı ile çeşitli besin maddelerinde kullanalım ve dağıtıma sunalım. Dağıtımın hangi bölgede ne kadar yapılacağını hesaplayan devlet görevlilerimizde olsun ve böylelikle dünya geneline dengeli besin dağıtımı yapalım. Bu projede; robotu yapan beyaz yakalı, fabrikada çalışan işçi, dağıtımın dengeli olmasını sağlayan mavi yakalı ve ürünleri kullanan insanoğlu oldukça karlı çıkıyor. Bu şirketler zaten var diyebiliriz ancak bizim yaşadığımız bir dünya da zaten var. Uzaya gitmeyelim, Mars’ı boş verelim demiyorum benim anlatmak istediğim şey dünyadan kaçmayalım onu kurtaralım ve diğer gezegenlere de bir göz atalım. Yani bir nevi ”denge politikası”. Elon Musk, Jeff Bezos, Ray Kurzweil, Bill Gates ve daha birçok insan geleceğin uzayda olduğunu düşünüyor. Tabii ki bu saydığımız kişiler çok büyük insanlar. Onlara ve yaptıkları işlere olan saygım sonsuz, ancak olaylara farklı açılardan yaklaşmakta fayda var…
Yazan: Kuzey Kılıç
Kumanda karmaşasını ortadan kaldırmaya geliyor Evimizdeki neredeyse her elektronik eşya artık kendine özgü kontrollere haiz.…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Tarihin en meşhur paradokslarının başlangıcında muhtemelen tavuk ve yumurta paradoksu geliyor olsa gerek. “Tavuk mu…
Yanlış bilginin seçimleri iyi mi etkileyebileceğini her geçen gün daha derinden anlıyoruz. Amerikalıların ortalama %73'ü,…
Gri madde nedir? Gri madde, beyninizde ve omuriliğinizde (merkezi sinir sistemi) bulunan ve günden güne…
Türkiye’nin zamanı ve kültürel mirasının keşfedilmesine yönelik bilimsel araştırmaların yaygınlaştırılması amacıyla Bilimsel nitelikli Fikir Enstitüsü…