Dünya yörüngesinde ortalama 3 bin ölü uydu ve 34 bin parça uzay çöpü olduğu tahmin ediliyor. Doğrusu biz insanoğlu nereye gidersek gidelim, izimizi silinmesi zor olacak şekilde bırakıyoruz.
Nebraska, Omaha’da bulunan Creighton Üniversitesi’nde fizik kısmı doçenti olan Jack Gabit, “uzayda çöp problemi daha ciddi bir sorun, bu sebeple oldukca daha uzun sürede çürüyüp ayrışıyor ve uzun süre ortada kalıyorlar” diyor.
İnsanlık Ay’a geri döner ve Mars’ı hedeflerken, uzaya devamlı daha çok insan çıkarken, orada ölüm yaşanma ihtimali de artıyor. Bu da akıllara şu suali getiriyor: Uzaydaki cesetlere ne olacak?
Uzaydaki bakteriler
Organik materyalin parçalanması için bakterilere gerekseme var, ve bu da bir çok süre oksijen gerektirir. Gabit, bazı bakteri türlerinin materyali oksijensiz yada anaerobik olarak parçalayabildiğini sadece bunun çoğu zaman yaşanmadığını söylüyor.
Gabit şöyleki devam ediyor: “Akıllara gelen sual şu oluyor: ‘Bu maddede bir şeyi parçalamak için kafi bakteri var mı?’
Uzayda yalnız üç şahıs öldü; Georgi T. Dobrovolski, Vladislav N. Volkov ve Viktor I. Patsayev. Bedenleri Soyuz 11’de Dünya’ya geri döndü ve uzayda çürümedi. Sadece çürümüş olsalardı, vücutlarında çürümeye izin verecek kadar bakteri olabilirdi. Sadece, uzayda süreci ilerletmeye destek olacak oksijen olmadığı için çürüme süreci yavaş olur ve kuru hava da çürümeyi yavaşlatırdı.
Sadece bir çöp parçası söz mevzusu olduğunda, naturel olarak bakteri içermediği için çürüme sürecinin başlaması zor olurdu.
Bir madde uzay boşluğunda yüzüyorsa, atmosferde oksijen de tamamlanmamış olacağı için, aerobik yada oksijen gerektiren ayrışma da gerçekleşemez.
Gabit, “Temel olarak, çürümenin gerçekleşse de, oldukca daha yavaş olur” diyor.
Çürüme, nesnenin uzaydaki yerine bağlı
Mesela bir metal parçası benzer biçimde inorganik nesnelerin ayrışma süreci uzayda oldukca daha uzun olur. Gabit, bir şeylerin çürümesi, parçalanması için değişik süreçlerin işleyebileceğini, sadece hepsinin de Dünya’da olduğundan oldukca daha yavaş meydana geleceğini söylüyor.
Mesela uzayda, yörüngede dönen bir metal parçanız var ise, çürüme süreci, çöpün uzayda hangi noktada süzüldüğüne bağlı olacaktır. Çöp, Dünya ile Internasyonal Uzay İstasyonu arasındaki düşük Dünya yörüngesindeyse, yıkıntı sürtünme sebebiyle parçalanır.
Sürtünme yoksa, parçalanma da olmaz
Yıkıntı, Dünya’nın çevresinde saatte ortalama 29 bin kilometre hızla döner ve parçalanmasına niçin olacak hızlıca hava moleküllerine çarpar. Ek olarak, Dünya’nın daha yakınına da düşebilir, burada hakikaten yüksek hızlarda oldukca daha yoğun bir atmosfere çarpar ve daha süratli yanmaya adım atar. Fakat eğer Dünya’nın daha uzağında, çöpü parçalayacak daha azca sürtünme vardır.
Gabit, “Gerçekte saf bir vakumda olduğunuz için nesneye çarpan atomlar yoktur” diyor.
Bu aşamada, nesnenin çürümesi, parçalanabilmesi için geriye güneşten gelen ışınım, gene ondan savrulan güneş rüzgarı parçacıkları ve kim bilir enkazı yine yine vuran bazı ufak meteorlar kalır, fakat bunların bir şeyi parçalaması binlerce yıl sürer. Ve derin uzaya ulaştığınızda, süreç daha da yavaşlar. Artık güneşten daha uzaktasınız ve bu da güneş radyasyonunu zayıflatır.
Netice olarak, uzayda gerimizde (kim bilir önümüzde) bıraktığımız 34 bin nesnenin bir çok büyük olasılıkla gelecek yıllarda da orada olmayı sürdürecek. Ve uzaya gezi eden biz insanoğlu için, çürüme süreci uzun olacaktır. Uzaydaki çöpleri minimum sayıda tutmamız en iyisi. Aksi takdirde, dış uzay kısa sürede tam bir karmaşaya dönüşecek ve bu çöplerden biriyle çarpışma yaşanması oldukca kolay olabilecek.
Discover Magazine haberini Erinç Eröz yerelleştirdi