Uzayın ufkundaki tuhaf yanardöner bulutlar! NASA astronotu fotoğrafladı

Astronot Matthew Dominick, Dünya’dan ortalama 27 bin 500 kilometre hızla uzaklaşırken penceresinden dışarı baktığında bu muhteşem manzarayı görmüş oldu. Mart ayında NASA’nın SpaceX Crew-8 görevinin komutanı olarak Internasyonal Uzay İstasyonu’na (ISS) gönderilen Dominick, 4 Temmuz’da doğrusu Amerikan Bağımsızlık Günü’nde kamerasını çıkarıp yukarıdaki fotoğrafı çekti.

İncecik bir hilâl olmuş Ay’ın altında, gün doğumunun çok önemli renkleri tüm ihtişamıyla kendisini göstermeden azca evvel, tam da o sıcak sakinlik anında yüzen ve parlayan bulutlardan oluşan uçsuz bucaksız bir yatak görülüyor…

Uzayın kenarındaki bu acayip yükseklikte uçan bulutları, 25 yıl ilkin faaliyete geçen ISS yardımıyla Dünya’dan ortalama 400 kilometre yukarıdan gözlemlemek artık fazlaca kolay. Dominick, X’te çekmiş olduğu fotoğrafa ilişkin şunları diyordu:

Son zamanlarda gece inanılmaz parlak bulutlarla pek fazlaca mükemmel gün doğumu gördük. Muhtemelen geçen hafta bu fotoğraflardan bin tane çektim.

Asla yoksa 19. yüzyıldan beri, gökbilimciler gökyüzüne bakıp Dünya atmosferinin en yüksek noktasındaki bu bulutları merak ediyorlar. Yağmur bulutları çoğu zaman 16 kilometreden daha yüksekte oluşmaz sadece gece parlayan bulutlar gezegenin yüzeyinden ortalama 80 km yukarıda, mezosfer olarak malum bir atmosfer katmanında asılı kalır.

Yerden bakıldığında, insanoğlu bunlara çoğunlukla “gece bulutları” ya da “gece parlayan bulutlar” derler zira yükseklikleri gün batımından sonrasında bile güneş ışığını yansıtmaya devam etmelerini sağlar. Yazın, bu yanardöner bulutlar Şimal ve Cenup Kutuplarına yakın alacakaranlıkta ve şafakta parıldar.

Edmond, Kanada’da gece parlayan gizemli bulutlar. Fotoğraf Temmuz 2011’de çekilmiş…
Credit: NASA / Dave Hughes

Bunların iyi mi oluştuğu, NASA’nın 2007’deki Mezosferdeki Buz Aeronomisi (AIM) görevine kadar bir gizem olarak kalmıştı. Bilim adamları, gece parlayan bulutların enlem ve güneş aktivitesine bakılırsa değişebileceğini biliyorlardı sadece bunun nedenini anlamıyorlardı.

Dünya’nın 563 km yukarısında yörüngede dönen bir uzay aracıyla gözlem meydana getiren araştırmacılar, bulutların “meteor dumanı” denen ve kayan yıldızların atmosferde yanan minik parçalarından oluşan buz kristallerinin yoğunlaşmasıyla oluştuğunu öğrendiler. Bir ihtimal daha da şaşırtıcı olanı, mezosferdeki buzun tek bir devamlı katman halinde oluşmasıydı.

NASA’nın AIM görevi yanardöer kutup bulutlarının küresel boyutta ilk fotoğraflarını Haziran 2007’de çekti.
Credit: NASA

Görevin ilk senesinde, Şimal Yarımküre’deki gece parlayan bulutların Mayıs ayının sonlarında başlayıp Ağustos ayına kadar devam etmiş olduğu de görülürken böylece söz mevzusu bulutların “yaşam döngüsü” de belgelenmiş oldu. Yalnız iki senelik bir emek harcama için planlanan uydu, geçen yıl pili bitene kadar 16 senelik veri sağlamış oldu.

Gözlemleri, yer seviyesine yakın olayların bulutlarda değişikliklere niçin olabileceği ve üst atmosferdeki buzlu tabakanın yazları atmosferde ürkütücü radar yankılarına sebebiyet verebileceği şeklinde birçok keşfe yol açtı. Bilim adamları, uzay aracının bilhassa de görevinin başlangıcında aştığı engelleri de göz önünde bulundurarak başarısını takdir ediyor: Sözgelişi aracın üstündeki bozuk bir alıcı yüzünden, NASA ekibi araçla bağlantı kurabilmek için Morse kodu kullanmak mecburiyetinde bırakıldı. Morse kodunu aracın algılayabilmesi için ise aracı tekrardan programlamak zorunda kaldılar.





Görevden elde edilmiş daha yeni bulgulardan biri ise insanların bulutların oluşumunu iyi mi etkilediğiydi. Earth and Space Science dergisinde gösterilen 2022 tarihindeki çalışmaya bakılırsa sabah roket fırlatmalarının kutuplardan daha uzak mesafelerde mesela Alaska’nın güneyinde, Kanada’nın ortalarında, Şimal Avrupa’da, İskandinavya’nın güneyinde ve Rusya’nın cenup ve ortasında gece parlayan bulutlar yaratabileceğini ortaya koydular.

ISS mürettebatı 1 Temmuz’da Cenup Kore’nin cenup ucundaki gece parlayan bulutları günün geç saatlerinde bu şekilde fotoğrafladı.
Credit: Matthew Dominick / Earth Science and Remote Sensing Unit / NASA Johnson Space Center

Araştırmacılar uzay aracının gözlemlerini 60 aşama şimal enleminin güneyindeki fırlatmaların zamanlamasıyla karşılaştırdı. Buldukları şey, sabah fırlatmaları ile nispeten daha düşük enlemlerde gece parlayan bulutlar içinde kuvvetli bir korelasyondu.

AIM misyonunun sona ermesine karşın, destek baş araştırmacı Cora Randall yapmış olduğu açıklamada, bilim adamlarının verileri temel alarak yeni keşifler halletmeye devam edeceklerini söylemiş oldu ve “Hala incelenecek gigabaytlarca AIM verisi var” ifadelerini kullandı.


Elisha Sauers, Mashable’da muhabir / Metin Aktaşoğlu tarafınca yerelleştirildi

Site Footer