Tür: | Bilim |
Yazar: | Paul Nurse |
Yayınlanma Zamanı: | 2022 |
Yayınevi: | Domingo Yayınevi |
Mevzusu
Tüm canlılar hücrelerden oluşmaktadır. Yaşamı ve onun işleyişini idrak etmek için en ufak yapıtaşını şu demek oluyor ki hücreleri ve hücrelerin faaliyetlerini iyi idrak etmek gerekmektedir.
Şuana kadar edinilen bilgilere gore tüm canlılar hücrelerin bir araya gelmesiyle meydana gelir. Hücre, yaşamın temel taşıdır. Ortalama yüz elli senedir mevcud hücre kuramı, biyolojinin de temel alanlarından biridir. Hücrenin hikayesi ortalama 1665 yıllarında Londra’da Robert Hooke ile adım atar. Bu keşfi tetikleyen şey ise mikroskobun keşfidir. Hücrelerin bir çok gözle görülemeyecek kadar ufak olduklarından sadece 17. yüzyılın başlarında mikroskobun keşfiyle incelenmeye başlanabilmiştir. Hooke ise ilkin kendi mikroskoplarını yapmış arkasından da bu araçlarını hücreleri araştırmak için kullanmıştır. 18. yüzyıl sonrasındaki çalışmalarda da bilim adamları tüm canlıların benzer parçalardan, şu demek oluyor ki hücrelerden meydana geldiğini ileri sürmüştür. Bu da bununla birlikte her hücrenin kendi başlarına bir canlı olduğu anlamına gelmektedir. Bazı hücre soyları dünyanın çeşitli yerlerinde petri kaplarında senelerdir yaşatılabilmektedir. Büyüklüğü ya da karmaşıklığı ne olursa olsun her canlı ilk olarak tek bir hücreden oluşur. Ek olarak hücreler genel olarak benzer davranışlara sahiptirler. Büyürler, çoğalırlar ve ne olursa olsun hayatta kalma ya da üreme mecburiyeti varmış şeklinde davranırlar. Hücrelerin işleyiş biçimi bununla birlikte bizim yaşamın işleyiş biçimini de anlamamıza destek verir.
Hücrelerin aslı genlerdir. Genler, her hücrenin kendi aktivitelerini iyi mi belirleyebileceğine dair çeşitli yönergeler taşır. Bu yönergeler de hücreler çoğaldıkça kuşaktan kuşağa aktarılır. Genlerin keşfi, kalıtımın işleyişinin daha iyi anlaşılmasını elde etmiştir. Kalıtımın gizemini bir noktaya kadar da olsa anlayabilen ilk şahıs Gregor Mendel olmuştur. Mendel, kalıtım örgülerini incelemekten ziyade bezelye bitkileri ile çeşitli deneyler yapmış ve gen çalışmalarının önü bu şekilde açılmıştır. Mendel genleri tam olarak tarifleyemese de bu parçacıkların kalıtımla iyi mi aktarıldıklarını tarifleyebilmiştir. Tüm hücreler, gen takımının eksiksiz bir kopyası gibidir. Bu genler vasıtasıyla döllenmiş bir yumurta hücresi bir insan vücudunun oluşumunu gerçekleştirir.
Genler, DNA’dan yapılmıştır. DNA, hücrelerin faaliyetlerini sürdürürken gerekseme duyduğu bilgiyi şifreler ve kopyalanarak yeni hücrelere göç eder. Hücrelerin bölünmesi ve kopyalanması eş zamanlı gerçekleşir. Bu kopyalanma esnasında yaşanmış olan varyant ya da anomaliler mutant olarak adlandırılır. Oluşan mutasyonların tamamı ki bu DNA şifremizin yüzde 1’den azına karşılık gelir, dünya üstündeki insanların farklılığını oluşturur. Bu da demek oluyor ki etnik köken, dil, din, ırk farketmeksizin insanoğlu birbirine oldukca büyük bir gen benzerliği göstermektedir.
Biz dahil tüm canlılar, devamlı bir değişiklik halindedir. Bu şekilde türlerin ya soyları tükenir ya da yeni bir türe dönüşürler. Evrim mevzusunda en mühim şahıs, dünyayı dolaşarak nebat ve hayvan fosillerini toplamış olan Charles Darwin’dir. Bunların hepsini “Türlerin Kökeni” adlı kitabında anlatmıştır. Biyolojideki büyük fikirler içinde en tanınmış fikirlerden biri de organik seçilimle gerçekleşen evrimdir. Ek olarak Aristotales de Darwinle benzer görüşü savunur. Naturel etkenlerin getirmiş olduğu engellemeler ya da avantajlar uzun solukta değişime yol açabilir. Şartlara adapte olabilen türlerin yaşama olasılığı artar ve dolayısıyla bu türler çoğalarak yeni türlerin de kendilerine benzer olmasını sağlar, böylelikle tabiat şartları ile rekabet edemeyen canlılar elenmiş olur. Uzun solukta en başarı göstermiş olan türler, istikrar ile değişiklik arasındaki dengeyi en iyi kuranlardır. Tüm yaşamın aynı kökenden geliyor olmasıi organik seçilim yöntemiyle evrimin genel bir sonucudur. Bu bizlere ek olarak dünyadaki tüm türlerle akrabalık ilişkimiz bulunduğunu gösterir.
Naturel seçilim yalnızca evrim esnasında gerçekleşmez, hücre düzeyinde de gerçekleşebilir. Hücrelerin gelişme ve bölünmesini denetim eden mekanizma hasarlanırsa, kontrolsüz hücre bölünmesi gerçekleşir ve bu da kansere sebep olur. Bu kanserli hücreler vücudun bağışıklık sisteminden kaçabilirlerse zaman içinde daha oldukca çoğalıp vücutta baskın hale gelebilirler. Bu da genetik hasarın büyümesine ve daha saldırgan kanser hücrelerinin oluşmasına niçin olur. Bu hücreler sistemin tekelini eline alırlar ve vücudun özkaynaklarını daha çok büyümek için kullanırlar. Kanser tedavisinde en fazla umut vaat eden yaklaşımlardan biri, kanser hücrelerini düzgüsel hücrelerden ayırt edebilen akıllı ilaç teknolojileridir. Bu yaklaşım tedavinin sıhhatli hücrelere zarar vermeden fena hücrelerin yok edilmesini amaçlar.
Naturel seçilim yöntemiyle evrilme kabiliyeti, yaşam formlarının kısıtlı ve fizyolojik varlıklar olması, canlı varlıkların kimyasal, fizyolojik ve enformasyonel makineler olması yaşamı tanımlar. Bu üç ilkeye uygun davranan herhangi bir varlık için canlılık özelliği gösteriyor diyebiliriz. Sadece bildiğimiz kadarıyla canlı olan ve yaşamın anlamı üstünde düşünebilen tek yaşam formu insandır. Bu yüzden yeryüzünde yaşamla ilgili öteki canlılara nazaran hususi bir sorumluluğumuz vardır. En temel sorumluluğumuz da yaşamı anlamaya çalışmaktır.
Nobel Ödüllü biliminsanı Paul Nurse bu kitapta yaşamı, biyolog olmayanların da anlayacağı şekilde tanımlamak şeklinde zor bir görevi üstüne alıyor. Biyolojinin temelindeki beş büyük fikri –hücre, gen, organik seçilim, kimya ve enformasyon olarak yaşam– tane tane açıklayıp tüm canlıların ortak bulgu yolculuğunun haritasını çiziyor.
“Hücre bölünmesini denetleyen bazı genlerin kâşifi Sör Paul Nurse bu yaşam dolu kitapta, biyolojinin derinliklerine dalıp ‘yaşam’ın eğer olmazsa olmaz beş hususi durumunu gün ışığına çıkarıyor. Yazdıkları öylesine bilgilendirici, her bir bölüm o şekilde şaşırtıcı gerçeklerle dolu ki kitabı elimden bırakamadım.”
Suni zekâ günlük yaşamımıza girdiğinden bu yana mevzu genel olarak birkaç bağlamda tartışılıyor. İşimizi elimizden…
[Chorus] Got two girls in the cut And I don't know what to do I…
Statü Endişesi – Alain De Botton Mevzusu Alain de Botton, Statü Endişesi adlı kitabında toplumun…
Pala Ağaç Sanayi ADVERTISEMENT Firma bilgileri Fax : - Gsm : - Telefon : +90…
Esmert Makina ve Kesici Bıçak Sanayi Mertol Duran, OSB sanayiciler sitesi V blok no:5 Telefon…
iPhone 17 Pro ve Pro Max, bilhassa kamera performansı, işlemci gücü ve RAM kapasitesi açısından…