Genç Kalemler Dergisi
Genç Kalemler dergisi, 1910-1912 yılları aralığında Selanik’te gösterilen milliyetçi bir düşünce dergisidir. Döneminde mühim bir yer edinen mecmua, 8 sayı süresince “Hüsün ve Şiir” adı altında yayınlanmıştır. Sadece 9. sayısından itibaren adı “Genç Kalemler” olarak değiştirilerek, gösterim hayatına bu isimle devam etmiştir. Nesimi Sarım Bey’in ayrıcalık sahibi ve görevli müdürü, Ali Canip Bey’in ise başyazarı olduğu mecmua, Türk edebiyatında bir devrim niteliği taşımıştır.
Mecmua, İttihat ve Terakki desteğiyle ikinci cildinden itibaren yayınlanmaya başlamış ve Ulusal Edebiyat akımının öncüsü olmuştur. Yeni Lisan hareketiyle beraber Türkçenin sadeleştirilmesi gerektiği mevzusunda bir düşünce öne sürerek ulusal bir edebiyatın oluşması için mühim bir adım atmıştır. Yeni Lisancılar hareketinin başlatmış olduğu sadeleştirme çalışmalarıyla beraber Türk edebiyatı, dildeki basitliği ve anlaşılırlığı ile devrin öteki edebiyatlarından ayrılmıştır. Genç Kalemler dergisi, Yeni Lisan hareketinin öncüsü olmasıyla Türk edebiyat tarihinde mühim bir yere haizdir.
Genç Kalemler dergisinin çevresinde toplanan Yeni Lisancılar, dilde sadeleşme hareketini başlatarak Türkçenin gelişmesine büyük katkı elde etmiştir. Bu hareket, Türkçülük hareketinin öncü sanat ve düşünce adamları tarafınca yürütülmüştür. Yeni Lisan Hareketi’nin en mühim atılımı, Türkçenin sadeleştirilmesi mevzusunda gerçekleştirilmiştir. Bu hareketin ortaya çıkışı 1911 senesinde Selanik’te “Genç Kalemler” dergisi çevresinde toplananlar tarafınca gerçekleştirilmiştir.
Yeni Lisan Hareketi
Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin öncülüğündeki Genç Kalemler ve Yeni Lisan hareketi, “Millî Edebiyat” terimini ortaya atarak, ulusal bir dil ile ulusal bir edebiyatın yaratılabileceği fikrini savunmuştur. Bu düşünce, Türkçenin sadeleştirilip geliştirilmesi için büyük bir adım olmuştur. Yeni Lisan Hareketi, Türkçenin yanı sıra Türk kültürünün de gelişmesine katkı elde etmiştir.
Yeni Lisan Hareketi’nin öncüleri, Türkçenin zenginleştirilmesi ve geliştirilmesi için çaba sarf etmişlerdir. Bu çaba, Türk dilinin Latin alfabesiyle yazılması, Türk Dil Kurumu’nun kurulması benzer biçimde atılımlarla desteklenmiştir. Dil Devrimi olarak da adlandırılan bu dönem, Türkçenin gelişimi açısından büyük bir dönüm noktası olmuştur. Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde meydana gelen bu hareket, Türkçenin internasyonal alanda da kabul görmesine katkı elde etmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimat Edebiyatı Süreci’nin son yıllarında görülen milliyetçilik ve Türkçülük akımının gelişmesi Türk edebiyatında uzun süre devam edecek olan Millî Edebiyat anlayışını ortaya çıkarır. Millî Edebiyat anlayışı Osmanlı Devletinde II. Meşrutiyet’in ilanından sonrasında “Genç Kalemler Dergisi” çevresinde birleşen Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp benzer biçimde mühim adların çalışmalarıyla dizgesel bir sanat anlayışı hâline gelir.
Görüşlerini “Yeni Lisan” adlı makalede yayımlayan Millî Edebiyat akımı sanatçılarının amacı “yeni bir lisanla terennüm olunan millî bir edebiyat”tır. Bu dönem sanatçıları millî mevzulara, cemiyet ve yurt problemlerine eğilmişlerdir. Mütevazı ve süssüz Türkçeyle yazarak konuşulan Türkçeyi yazı dili hâline getirmişler, eserlerinde Anadolu’yu ve Anadolu insanının yaşam deliğini ele almışlardır. Bu anlayışa haiz şairler şiirlerini hece ölçüsüyle yazmışlar, şiirlerinde koşma benzer biçimde nazım biçimlerini kullanmışlardır.
Yeni Lisan Hareketi Neyi Savunur
Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp öncülüğünde çıkmıştır. Ömer Seyfettin, Genç Kalemler dergisinde yayımladığı “Yeni Lisan” adlı makalesinde şu ilkeleri savunmuştur:
* Ulusal gelişmenin temelinde ulusal dil vardır.
* Yazı dilinde İstanbul Türkçesi esas alınmalıdır.
* Yabancı sözcükler dilmizde iyi mi söyleniyorsa o şekilde yazılmalıdır.
* Konuşma diline yerleşmiş Arapça, Farsça sözcükler ve bilimsel terimler dilden atılmamalıdır.
* Dil bilgisinde Türkçe kurallara uyulmalıdır.
* Başka Türk lehçelerden sözcük alınmamalıdır.
Genç Kalemler’de yayımlamaya başladığı hikâyelerinde, yeni lisan hareketinin uygulamadaki örneklerini vermeyi, savaşlarla boğuşan Türk milletinin psikososyal direncini arttırmayı amaçladı. Bu atmosferde ele almış olduğu eserlerinde toplumdaki aksaklıklara yergi ve eleştiri noktasında yaklaştığını söylemek mümkündür. Söz mevzusu eleştirilerden en oldukca nasibini alanlarsa, yanlış anlaşılan batılılaşma ürünü olan bilhassa “aydın” vasfındaki tiplerdir.
Ömer Seyfettin, “Yeni Lisan Makalesi”nde millî edebiyatın millî dille oluşabileceğini savunmuştur ve konularında mütevazi bir dil kullanmıştır. Ulusal Edebiyat sanatçıları, öykülerde çoğu zaman toplumsal temaları işlemişlerdir.
Ömer Seyfettin, dilde sadeleşme ile ufak hikâyedeki ustalık bakımından Yeni Türk edebiyatında oldukca mühim bir yazardır.
Ömer Seyfettin’in Türk dili hakkında düşünceleri, Genç Kalemler Dergisi
Bu mecmua çevresinde pek oldukca sanatkârın kümeleşmesiyle birlikte ortaya çıkan prensiplerdir. Ortaya mevzular yeni düşünceler, derginin sayfalarında verilen eserlerle desteklenmiş ve dil mevzusunda köklü bir kırılmanın temelini atmıştır.
Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan adlı makalesinin yayımlanması ile yazıya dökülen ve bu tarihten itibaren kültür yaşamını derinden etkileyecek olan Ulusal Edebiyat Sürecinin lisan prensipleri hakkında:
- Arapça ve Farsça dilbilgisi kuralları kullanılmamalıdır.
- Arapça ve Farsça kelimeler, kendi asıllarına gore değil Türkçedeki kullanılışlarına gore değerlendirilmelidir.
- Tüm Arapça ve Farsça kelimelerin atılmaları mümkün olmadığına gore dilimize girmiş bulunan ve yaygınlık kazanan kelimeler
yukarıdaki ölçüler içinde kullanılmalı, İlmî terim ve kavram hüviyeti taşıyan bir kısım kelimeler kullanılmaya devam edilmelidir.
- Yazı ve konuşma dili birbirine yakınlaştırılmalıdır. Bilhassa konuşma dilinde İstanbul Ağzı esas alınmalıdır. Yazı dilinde de İstanbul Türkçesi esas olarak kabul edilmelidir.
- Millî Edebiyat akımının mühim prensiplerinden biri, nazımda biçim olarak dörtlüklerin kullanılması ve nazım ölçüsünün de hece vezni ile meydana getirilmesidir.